Sokaklardaki Pikachu ve 5. Kol faaliyetleri
Pikachu, 1995 yılında Japonya'da dış kuyrukları olmayan sevimli cüce tavşanlardan esinlenerek oluşturulan Pokemon hayali karakterlerinden biridir. Başlangıçta Japonya kökenli bir video oyunu olarak piyasaya çıkan, daha sonra çizgi roman ve animeye uyarlanan Pokemon oyunları çoğu psikiyatrist tarafından çocuklarda sanal ile gerçek arasındaki farkı ortadan kaldırması ve çocuğun normal işlevselliğinde ciddi bozukluklara yol açabilmesi nedeniyle zararlı olarak kabul edilmektedir.
SOKAK OLAYLARININ KARAKTERİSTİĞİ
CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in yaptığı sokak çağrılarından sonra başlayan birtakım sokak eylemleri dikkatle incelendiğinde eylemcilerin sosyal bütünle mesafece uzak ve izole olmuş marjinal gruplar olduğu görülür. Yani bu eylemlerde eylemciler aradıkları sosyal desteği bulamamıştır. Hatta çoğu yerde eylemciler toplumsal tepkiyle karşılaştılar. Hiçbir siyasi hareket sosyal destek olmadan başarılı olamaz. Marjinal gurupların sokak eylemleriyle birlikte siyasal söylemler üzerinden inşa edilmek istenen kaos ortamı amacına ulaşamadan sönümlenmeye başladı. İşte bu noktada başından beri süreç içerisinde yer alan yabancı istihbarat örgütleri 5. Kol faaliyetlerini devreye sokmaya başladılar.
GÜNÜMÜZDE 5. KOL FAALİYETLERİ
Aslında yabancı istihbarat örgütleri tarafından çok karmaşık süreçlerle yürütülen 5. Kol faaliyetlerinin asıl amacı, gerçekliğin algılanmasının önlenmesi ve oluşturulan algının toplum tarafından gerçek olarak kabul edilmesinin sağlanmasıdır. Bunun için iç içe geçmiş beş yöntem kullanılır. Birinci aşama "Dikkat Çekme ve Viral etki (yayılma etkisi) oluşturma" aşamasıdır. Bu aşamada dünyaca masum kabul edilen ve sevimli bir tavşanı andıran Pikachu gibi bir karakter veya dünyada saygınlığı olan semazen gibi bir figür eylemciler arasına sokulur. Polis eylemcilere müdahale ettiğinde toplumsal algıda coplanan veya gaz yiyen eylemciler değil sevimli tavşan veya semazen olur. Pikachu'nun veya semazenin içindeki ve etrafındaki eylemciler görülmez. Örneğin İstanbul'daki eylemlerde polis müdahale ettiğinde herkesin polisten kaçan Pikachu ne kadar da hızlı koşuyormuş demesi bu aşamanın göstergesidir. Çünkü aslında Pikachu koşmuyor içindeki terörist koşuyor ama toplumsal algı terörist yerine sadece Pikachu'yu görüyor. İkinci aşama "Eleştirileri Yumuşatma" aşamasıdır. Yakılan çöp konteynerleri, tahrip edilen kaldırımlar ve saygısızlık yapılan kutsal mekanlar için oluşabilecek toplumsal tepkinin azaltılması amacıyla özellikle sosyal medya ve görsel basında eylemci gruplar üzerinden hükümete, devlete, topluma ve başta polis olmak üzere kolluk kuvvetlerine yönelik hiciv içerikli aşağılama faaliyetlerini kapsar ki örneklerini sıklıkla görüyoruz. Üçüncü aşama "Otoritenin zayıflatılması" aşamasıdır. Bu aşamada kanunların koyduğu yasaklara uyulmaması, kolluk kuvvetlerine saldırılar, girilmemesi gereken yerlere girilmesi, ulaşım araçlarında para ödenmemesi gibi eylemlerle devlet aciz gösterilmeye çalışılır. Dördüncü aşama "Müşterek dayanışma ve ortak kimlik oluşturma". Sokak eylemlerinin devam etmesi farklı görüş ve ideolojiye sahip insanlar arasında bir duygusal bağ yaratır. Böylece ortak düşmana yani devlete karşı bir üst bilinçte kendilerini farklı ve çoğu zaman kahraman zanneden bireylerin bilinçleri yaşanan şiddet ve heyecan nedeniyle tekdüzeleşir, haklı haksız kavramı ortadan kalkar, dost ve düşman şeklinde gruplaşmalara neden olur. Beşinci aşama ise "Sansürden kaçınma". Sokaktaki kolektif şiddetin devam edebilmesi için sokak eylemcilerinin işledikleri suçlar karşısında kanuni yaptırımlardan kurtulmak için uyguladıkları bir yöntemdir. Yasadışı söylemleri ve atılan sloganları düşünce özgürlüğü veya mizah kisvesine sokmaya çalışma ya da masum birer görüşmüş gibi lanse etme girişimleridir. Sonuç olarak hepimizin dikkatli ve uyanık olması, ülkemize karşı oynanan İstanbul merkezli sinsi oyunların farkında olması lazım çünkü tehlike henüz geçmedi.