Şam'da kalem kırılacak mı

Terörist başı Abdullah Öcalan, Bulgar gizli servisinden aldığı talimatla 7 Temmuz 1979 tarihinde yanında yaklaşık 250 teröristle birlikte Şanlıurfa'nın Suruç ilçesinden Suriye'ye geçmiş, buradan da Şam'a götürülmüştür. Bulgar gizli servisi Rusya'dan aldığı "Türkiye'de darbe olacak, Abdullah Öcalan Suriye'ye geçsin" bilgisini terörist başına iletmişti. Dönemin Suriye devlet başkanı baba Hafız Esad'ın destek ve himayesinde yaklaşık 4 yıl Suriye ve Lübnan'da silahlı eğitim alan PKK'lılar daha sonra Barzanilerin karşı çıkmasına rağmen Irak'ın kuzeyindeki LAK-1 ve LAK-2 kamplarına yine Hafız Esad vasıtasıyla yerleştirildiler. Ve nihayetinde PKK 15 Ağustos 1984'te Eruh ve Şemdinli baskınlarıyla Türkiye'deki eylemlerine başladı. Yani PKK'nın asıl başladığı yer Suriye'nin başkenti Şam'dır.

MUHALİFLER, ŞAM'A İLERLİYOR

27 Kasım'da Suriye muhalefetinin başlattığı operasyonda Halep'te tutunamayacaklarını anlayan Rejim askerleri ve İran destekli milisler neredeyse hiç direnemeden Halep'ten çekildiler ve tıpkı 2011 yılındaki gibi boşalttıkları bazı yerleri ışık hızıyla PKK'lı teröristler doldurdu. Ancak başta Suriye Milli Ordusu güçleri olmak üzere muhaliflerin müdahalesiyle PKK'lıların bir bölümü etkisizleştirildi ve geri kalanlar da kaçmak zorunda kaldılar. Daha sonra Suriye rejiminden yapılan açıklamada Esad güçlerinin toparlanarak karşı taarruz yapacakları belirtildi. Bunun olamayacağını o zamanda söylemiştim. Çünkü meskûn mahaller konvansiyonel harplerde savunana avantaj, taarruz edene ise dezavantaj sağlar. O yüzden Halep gibi büyük bir meskûn mahalde savunma yapamayanlar daha sonra karşı taarruz da yapamazlar. Aynı mantıkla Halep'te tutunamayanların Hama ve Humus'ta da tutunabilmeleri çok zordur. Nitekim öyle de oldu. Bugün itibarıyla Hama muhalif güçlerce büyük ölçüde kontrol altına alınmış durumda. Sırada Humus var ve sonrasında Şam.

ŞAM'I SAVUNMAK ZOR

Son bir haftada Rejim askerlerinin durumuna bakıldığında kolektif hareket kabiliyetlerini yitirmiş, askeri disiplinden uzak, emir-komuta zinciri bozulmuş, morali tükenmiş oldukça dağınık bir görünüm arz ediyorlar. Zaten Halep'ten çekilip Şam'a gitmelerinin askeri literatürdeki adı, çekilme değil bozgundur. Şam Halep'ten de büyük bir şehirdir. Düz bir alanda olması muhalif güçlere stratejik yaklaşma imkanları sunarken, binaların çokluğu ve geniş bir alana yayılmış olması savunmayı zorlaştırır. Bu saatten sonra rejim güçleri silah ve teçhizat desteği alsa da bunların kuvvet çarpanı haline getirilmesi rejime bağlı askeri güçlerin bu durumu karşısında çok zordur.