Milli eğitimde milli kültür inşası: Gastronomi liseleri
Geçtiğimiz cuma günü İstanbul'da Millî Eğitim Bakanlığı ev sahipliğinde düzenlenen Gastronomi Liseleri Tanıtım Programı'na katıldım. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Sayın Emine Erdoğan'ın da katıldığı program Türkiye'de milli kültürümüzün geliştirilmesi ve unutulmaya yüz tutmuş geçmiş değerlerimizin gün yüzüne çıkarılması bakımından son derece anlamlıydı. Millî Eğitim Bakanlığımızca yedi bölgede açılması planlanan yedi adet gastronomi liselerinde milli kültürümüzün önemli bir parçasını oluşturan12 bin yıllık Anadolu mutfağının bütün inceliklerine sahip genç şefler yetiştirilmesi amaçlanıyor. Ben de bu programa katılıncaya kadar Gastronomiyi sadece güzel yemek yapmak olarak bilirdim. Ama öyle değilmiş.
MİLLİ GASTRONOMİ MİLLİ KÜLTÜR DEMEKTİR
Yemek bir milletin kimliğidir. Bir ülkenin gastronomisi Sayın Emine Erdoğan'ın da belirttiği gibi tarih, kültür, bilim, estetik, sanat ve şifa ile oluşan, topraktan tabağa uzanan zincirin halkalarını ifade eder. Bu aynı zamanda kültürel bir mirastır ve bu mirasın gelecek nesillere aktarılması milli bir görevdir. Şimdiye kadar çoğunlukla ihmal edilmiş bu görevi Millî Eğitim Bakanlığı yerine getirmek için kolları sıvadı. Nasıl mı Sayın Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in ifadesiyle Anadolu mutfak kültürünün 12.000 yıllık hafızasının korunması ve gelecek nesillere aktarılması amacıyla gastronomi liseleri kurulması planlanmaktadır. Bu okullar, tarımdan sofraya kadar bir ekosistem anlayışıyla, yerel ve uluslararası mutfak bilgilerini bir araya getirecek. Öğrenciler, sadece Türk mutfağını değil, dünya mutfaklarını da tanıyacak ve bu kültürlerin tarihsel, ekolojik ve sosyolojik anlamlarını derinlemesine inceleyecek. Gastronomi eğitimi, teknik bilgi ve hikaye anlatıcılığı gibi unsurları içerecek, öğrenciler etik sorumluluk bilinciyle yetiştirilecektir. Ayrıca bu liseler, yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliği yaparak toplumsal dayanışmayı güçlendirecek bir model sunacaktır. Türkiye, bu projeyle gastronomi diplomasisi alanında önemli bir rol üstlenecek ve kültürel mirasını global ölçekte temsil edecektir. Çünkü sofra sadece bir beslenme pratiği değil aynı zamanda birlikte yaşamanın, hatırlamanın ve anlam üretmenin de bir simgesidir. Bir yemeğin serüveni toprakla başlar iklim ve üreticiyle, gelenekle ve teknolojiyle şekillenir. Gastronomi liseleri bu serüvenin analiz edildiği, tarımsal üretimden gıda kimyasına, tarihsel anlatılardan, duyusal deneyimlere kadar tüm süreçleri sorgulayabilen bireyler yetiştirecek bir müfredata sahip olacaklar.
YEDİ BÖLGEDE YEDİ LİSE
Gastronomi liselerinin açılmasında kültürel özelliklerle birlikte ülkemizin üzerinde yer aldığı coğrafyanın ve doğal yapısının esas alınması çok ilginç geldi bana. Çünkü Türkiye'nin yedi coğrafi bölgesinde birer adet açılacak olan gastronomi liseleri, diğer gastronomi konularıyla birlikte esas olarak bulundukları bölgenin iklim özelliklerine, tarımsal zenginliğine ve kültürel mirasına uygun ders konularına sahip olacaklar. Örneğin İstanbul'daki Gastronomi Lisesi Osmanlı mutfağına, Antalya'daki doğal ürünlere, Gaziantep'te daha çok baklava ve geleneksel tatlılara, Konya'da buğday, ekmekçilik ve hamur işlerine, Trabzon'da fındık ve pastacılık konularına, İzmir'de ise meze ve zeytinyağlı yemeklere, Erzurum'da et ve süt ürünleri üzerine odaklanan müfredata sahip olacaklar. Ne kadar harika değil mi Artık gastronomide usta çırak döneminin yerini eğitimli, daha donanımlı genç şefler alacak. Bu arada belirteyim bu şeflerimiz dünya mutfaklarını da öğrenecekleri için doğal olarak birden fazla yabancı dile de sahip olacaklar. Bu kıymetli genç şeflerimiz aynı zamanda turizmdeki büyük bir ihtiyacı da karşılayacaklar. Çünkü otel, lokanta gibi turistik tesislerin yemek yapmasını bilen profesyonel şeflere ihtiyacı var ve bu şefler turistik tesislerde yüksek paralarla çalışıyorlar ama yine de ihtiyaç karşılanamıyor, büyük bir açık var. İşte bu açık kurulacak gastronomi liseleriyle kapatılmaya çalışılacak. Milli yemek kültürümüzü genç şeflerimizle gün yüzüne çıkartmak ve geleceğe taşımak. Heyecan verici gerçekten. Hayırlı olsun. Millî Eğitim Bakanlığımıza içtenlikle teşekkürler.