1-4 Mayıs tarihlerinde yavru vatanda düzenlenen TEKNOFEST'e katılmak için KKTC'deydim. Büyük bir coşku ve gururla Türk firmalarının ürettiği silah ve diğer savunma sistemlerini inceleme fırsatı buldum. Yaklaşık her altı ayda bir düzenlenen TEKNOFEST'te katılan Türk savunma sanayii firmaları savunma teknolojileri yarışında adeta zamanın ötesinde bir hızla çalışıyorlar. Birazdan bazı gelişmelerin detaylarını anlatacağım ama savunma firmalarımız insanüstü bir gayretle savunma sanayiini geliştirmeye devam ediyorlar. Ancak KKTC'de düzenlenen TEKNOFEST'in savunma dışında başka anlamları da olduğunu söylemek isterim.
TÜRKİYE'NİN MESAJLARI TEKNOFEST'TE VERİLDİ
Zamansal olarak jeopolitik gerilimlerin tam da merkezinde bulunan KKTC'de TEKNOFEST'in düzenlenmesinin dış politikada da ciddi etkileri oldu. Sayın Cumhurbaşkanımızla birlikte pek çok bakan ve üst düzey bürokratın da katıldığı bu yılki TEKNOFEST ile Türk devleti adada ben varım ve herkes hesabını buna göre yapsın mesajını vermiş oldu. Dış politik gerilimlerin yaşandığı zamanlarda kimi ülkeler askeri tatbikat yapar kimi ülkeler ise TEKNOFEST. Cumhurbaşkanı Erdoğan TEKNOFEST'te yaptığı "Biz Türk milleti ve Kıbrıs Türkü olarak bu topraklarda ev sahibiyiz. Bunu bilmeyenler bilsin duymayanlar duysun. Bu topraklar bize şehitlerimizin mirası ve emanetidir." sözü KKTC ile ilgili kötü emelleri olanlara net bir cevap oldu. TEKNOFEST esnasında 3 Mayıs Cumartesi günü Türkiye tarafından yaptırılan KKTC Cumhurbaşkanlığı Külliyesi ve çalışma ofisinin açılışı da yapıldı. Bir devletin en önemli temsil sembollerinden biri olan bu yerleşkenin de aynı tarihlerde açılması zamanlama açısından çok kıymetliydi.
SAVUNMADA GÖVDE GÖSTERİSİ
200 binden fazla izleyicinin ziyaret ettiği KKTC TEKNOFEST tam bir şölen havasında gerçekleşti. Türk yıldızlarının muhteşem gösterileri, Türk SİHA ve İHA'larının uçuşları, helikopterlerimiz, savaş uçaklarımız muhteşem bir tabloyu sevinçle izleme fırsatı bulduk. Savunma teknolojileri alanında çok önemli gelişmelerin de sergilendiği KKTC TEKNOFEST'te en çok dikkat çeken yeni ürünlerden bir tanesi ASFAT firmasının ürettiği açık deniz karakol gemisiydi. ASFAT, Milli Savunma Bakanlığı bünyesinde bulunan 27 askeri fabrika ve 10 askeri tersanenin imkan ve kabiliyetlerini kullanarak savunma sanayiine hizmet etmek amacıyla kurulmuş milli bir şirkettir. Açık deniz karakol gemisi sığ koylara girebilen, Ege'deki adalar arasında bulunan dar boğazlarda keskin manevralar yapabilen son derece süratli ve hücumbottan biraz daha büyük bir savaş gemisi. Tamamen yerli olan bu geminin üzerinde hisar sınıfı füzelerden tutun da milli radarlara kadar tamamen milli silah sistemleri bulunuyor. Kendi sınıfında dünyanın en iyisi. Harika değil mi ikinci söylemek istediğim silah sistemi ise Baykar DİHA. Dikine iniş kalkış yapabilen bu sistem özellikle terörle mücadelede çok etkili oluyor. Uydu bağlantısı olmadan da uçabilen Kalkan DİHA kaydettiği görüntüleri aynı anda 100 kilometreden doğrudan 500 kilometreye kadar ise dolaylı olarak aktarabiliyor. Ve elde ettiği görüntüleri, hedeflerin koordinat bilgilerini, diğer verileri şifreleyerek aktarıyor. Yani bir başkasının bu görüntü ve verileri alabilme veya çalabilme şansı yok. Neden biliyor musunuz Veriler aktarılırken algoritması milli olarak şifrelenmiş çok katmanlı kriptolama sistemi içerisinde gönderiliyor. Bunu aşabilmek veya kırabilmek imkansız. Daha pek çok husus var ama bunları zaman içerisinde yazılarımda belirteceğim. Bir dahaki TEKNOFEST'i sabırsızlıkla bekliyorum.