Jeopolitik kuşatmanın yansımaları

7 Ekim 2023 tarihinde başlayan Gazze Savaşı ile Ortaya çıkan Ortadoğu'daki büyük kırılma, İsrail ile İran arasındaki Büyük Ortadoğu coğrafyasında Pek çok noktada yaşanan çok sayıdaki çatışmalarla yaygınlaşmaya başlamıştır. Önce Irak, daha sonra da Suriye parçalanmış, Arap baharı adı altında başlatılan şiddet içerikli toplumsal hareketlerle pek çok ülkenin kurumsal devlet yapıları yerle bir edilirken, Afrika ve Ortadoğu'daki ülkelerin kurumsal ve sosyal güçleri test edilmiştir. Bu kadar büyük coğrafyalarda bu kadar karmaşık olayları birbirine bağlamak kolay değil ama nihai hedefi Çin olan İran'a yönelik stratejik operasyonun düğmesine basılmış gibi görünüyor. Aslında ABD ve müttefiki Emperyalist Güçler tarafından İran'a yönelik beklenildiği gibi konvansiyonel saldırı tarzında bir operasyon düşünülmüyor. Zaten yıllardır uygulanan ambargolar, İran'ın doğrudan ve dolaylı yaptığı savaşlar, yaşadığı askeri kayıplar, bu gerilimlerin İran toplumu üzerinde yarattığı ayrıştırıcı etkiler birlikte değerlendirildiğinde İran devlet yapısında bir metal yorgunluğunun oluşmaya başladığını görebiliriz. Ama bu süreçte asıl önemli travma İran ordusunda yaşandı. İran çok uzunca bir süredir güvenliğini İran anakarası dışındaki yerlerde teşkil ettiği silahlı Şii paramiliter gruplara bağladı. Özellikle Irak, Suriye, Lübnan ve Yemen'de oluşturduğu bu silahlı gruplara yıllardır çok büyük paralar, çok büyük silah cephane ve malzeme ile önemli ölçüde lojistik destek sağlamıştır. Ancak bunu yaparken ana karasındaki İran ordusunu ihmal etmiş ve kendi ordusunun zayıflamasına neden olmuştur. Hal böyle olunca ABD ve emperyalist ortaklarının Irak ve Suriye'de İran destekli Şii paramiliter gruplara karşı Başlatmış olduğu geniş kapsamlı operasyonlar eğer başarıya ulaşırsa İran'ın ulusal güvenliğinde ciddi boşluklar oluşturabilir. Bu boşlukları PKK ve DEASH terör örgütlerinin doldurması oldukça kuvvetli bir ihtimaldir. Bu süreçle paralel olarak İran'ın iç sosyal yapısında yaratılabilecek hareketlilikler İran sınır hatları boyunca yerel karakterli bölgesel çatışmaların ortaya çıkmasına sebep olabilir. ABD ve batılı Güçler tarafından İran'a yönelik doğrudan bir saldırı yapılmayacağı için İran devlet yöneticilerinin içeride suni dış tehdit algılarıyla halkı konsolide edebilmeleri de oldukça zorlaşacaktır. Emperyal güleçler tarafından nihayetinde İran'a yönelik doğrudan bir saldırı veya İran'ın işgal edilmesi düşünülmemekte, asimetrik yöntemler kullanılarak yapılacak uzun süreli yıpratma saldırılarıyla İran'ın 4 ayrı bölgeye ayrılması ve bunlardan oluşacak konfederatif bir yapı kurulması amaçlanmaktadır. Başta İran yönetimindeki hizipleşmeler ve mevcut durum göz önüne alındığında, İran'ın kurumsal devlet kapasitesinin bu süreci tersine çevirmede oldukça yetersiz kaldığını bize göstermektedir. Gazze Savaşı'nda Hizbullah'ın Hamas'ı yalnız bırakması, yıllardır PKK'ya Irak, Suriye ve kendi sınırları içerisinde destek vermesi, ABD'nin müttefiki Hindistan'la Stratejik iş birliği yapması, şeytanlaştırdığı ABD ve Batı ile gizli kapılar arkasında iş tutması, İran'ın dış politikadaki kıvrak manevraları olarak yorumlanabilir. Ancak param parça olan Irak ve Suriye örnekleri dikkate alındığında İran'ın bu kıvrak manevraları kendisine çok da fazla bir fayda sağlamayacak gibi görünüyor. Bununla birlikte İran'daki zayıflamanın ve bölgede her geçen gün daha da artan kaotik durumların Türkiye'nin güvenliği için riskler barındırdığını da görmek gerekir. Bu nedenle Türkiye'nin küresel güçler tarafından Jeopolitik kuşatma altına alınan İran'ın daha fazla istikrarsızlaşma ihtimaline karşı çeşitli alternatif planlara sahip olması önem arz etmektedir. Bu arada küresel güçlerin hedefinde Türkiye'nin de olduğunu bilelim. Ancak Türkiye'nin kurumsal milli güç kapasitesinin yüksek olması nedeniyle, içeriden de dışarıdan yapılan saldırılara karşı koyabilecek gücü var. Yakın gelecekte Türkiye'nin milli güç kapasitesinin artışına bağlı olarak kendi jeopolitik alanında küresel güçlerin hegemonik baskısını daha da kırması muhtemelken İran için aynısını söylemek çok mümkün değildir. Sonuç olarak güneyimizi çok daha hareketli günler beklemektedir.