İstanbul Büyükşehir Belediyesi soruşturmasının arka planı

Gündem İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ndeki soruşturmalar olunca bugün dış politikadan ziyade bu konuya suç tekniği açısından değinmek istedim. Öncelikle söylemem gerekir ki masumiyet karinesi bakımından hiç kimse hakkında mahkemece hüküm verilene kadar suçlu değildir. O yüzden amacım kimseyi karalamak ya da aklamak değil savcılık soruşturması esnasında adli makamların kamuoyuyla paylaştıkları ve basına yansıyan bilgiler üzerinden birtakım yorumlarla okurlarımızı aydınlatmaya çalışmaktır.

İDDİALARIN NİTELİĞİ

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca İstanbul Belediyesi'ne yönelik başlatılan soruşturmanın iki ana konuda yürütüldüğü görülmektedir. Birincisi yolsuzluklar ikincisi ise terör. Yapılan yolsuzluklarla ilgili olarak elde edilen deliller ve açıklanan bilgiler dudak uçuklatacak cinsten. Halen pek çok bakanlığın bütçesinden fazla geliri olan İstanbul Belediyesi'ndeki yolsuzluklara, rüşvetlere, irtikaplara konu olan paranın miktarı devasa boyutlarda. Halka hizmet için halktan toplanan paraların halk için harcanması gerekirken başka amaçlarla başka ellere geçmesi kabul edilebilir bir şey değil. Diğer konu ise PKK'nın şehir yapılanması sorumlusu ve aynı zamanda sözde KCK ideolojik alan sorumlusu olan terörle bağlantılı bir kişinin başta Ekrem İmamoğlu olmak üzere İstanbul Büyükşehir Belediyesi yöneticileriyle yaptığı telefon ve yüz yüze görüşmeler. Böylece Kandil'in talimatıyla oluşturulan aslında kent kalkışması olan sözde kent uzlaşısının nasıl ve kimler tarafından organize edildiğine dair terör soruşturması. Her ne kadar zikredilmese de soruşturmaya konu çok önemli bir husus daha var. O da gizli kalması gereken bilgilerin yasadışı yollarla yurtdışına çıkarılması iddiası. Bu konuda önümüzdeki günlerde soruşturma kapsamında gelişme olursa terör ve yolsuzluğa ilave üçüncü bir konu olarak casusluk soruşturması da açılabilir.

ORGANİZE ŞEBEKELERİN MODELİ

Bir bütün olarak bakıldığında terör-yolsuzluk (devasa miktarda paralar)-casusluğu andıran verilerin yurtdışına çıkarılması İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde dönen olayların yurtdışı bağlantısı var mı diye aklılara bazı soru işaretleri gelmiyor değil. Kandil-İstanbul-Avrupa... Diğer bir husus da davaya konu suç işlemek için kurulan organizasyonların hem merkezi bir yapıya hem de merkezi yapıyla ilişkili otonom alt yapılara sahip olmaları. Bir fabrika düşünün merkezde dönen ana dişli ama aynı zamanda ana dişli etrafında dönen başka dişlilerin oluşturduğu yapılar. Bu dişlilerin bazıları Kandil'le ve bazıları Avrupa ile entegre. Şimdi doğal olarak dışarı ile bağlantılı olduğu da düşünülen çeşitli büyüklükteki organizasyonlar İstanbul'daki tek bir aklın ürünü mü Sonuçta bu davalar bir gün nihayete erecek ve yargı hükmünü verecek ama kriminal açıdan adli bilim uzmanlarının, hukukçuların, istihbaratçıların derinliğine incelemesi gereken İstanbul merkezli özel bir yapılanma olduğu anlaşılıyor. Özellikle toplumsal desteği olmayan izole marjinal radikal grupların bu olayla birlikte harekete geçirilmeleri ve sokakların hareketlendirilmeye çalışılması da son derece düşündürücü. Yine belirtmek isterim ki maalesef bu kriminal bütünlükle beraber beşinci kol faaliyetlerinin de başta sosyal medya olmak üzere dijital ortamlarda ve diğer alanlarda harekete geçirilmiş olması dikkatlerden kaçmamalıdır. Sonuçta herkes kendine şu soruyu sormalıdır "bütün bunlar ne için" bu suç şebekeleriyle ülkemize karşı İstanbul merkezli bir proje mi hazırlanmak istendi