İsrail'in Katar'a saldırısı ve bölgesel dinamikler

Ortadoğu yeni bir dönemece girmiş bulunuyor. İsrail'in Katar'ın başkenti Doha'ya yönelik hava saldırısı, sadece iki ülke arasında değil, bölgedeki güç dengeleri, uluslararası hukuk ve arabuluculuk mekanizmaları açısından da büyük bir kırılma noktası olabilir. Artık İsrail'in ABD ve Avrupa desteğiyle Ortadoğu'da Türkiye hariç her yeri vurabileceği açığa çıkmış oldu. Bu durum aynı zamanda normalleşme adı altında sunulan İbrahim anlaşmalarının aslında İsrail'e teslimiyet anlamına geldiğini, sömürgeci ve soykırımcı güçlere tavizler vererek biat etmenin Ortadoğu'nun güvenliğini sağlayamayacağını da göstermiş oldu.

İSRAİL'İN GERÇEK AMACI NE

Katar uzun süredir Hamas'ın siyasi bürosuna ev sahipliği yapıyordu. Başkent Doha, Hamas ile İsrail arasında ateşkes görüşmeleri ve rehine takası pazarlıkları için önemli bir arabuluculuk merkeziydi. Ancak tam da ateşkes görüşmeleri esnasında İsrail'in Doha'ya saldırısı aslında ateşkes istemediğinin de bir göstergesi. Çünkü anlaşmak isteyen anlaşma yapacağı tarafa saldırmaz. Saldırıyorsa başka bir niyeti var demektir. O zaman İsrail'in Katar'a saldırısındaki gerçek niyeti nedir İsrail'in gerçek niyetini geçtiğimiz cumartesi gününde aramak lazım. 6 Eylül Cumartesi günü İsrail kara ordusuna ait bir tabur Gazze'nin doğusundaki Zeytun Mahallesi'nde Kassam Tugayları tarafından aynı anda pek çok noktada bölge pususuna düşürülmüş ve yüzden fazla İsrail askeri öldürülmüştü. Bunun iç kamuoyundaki etkisini azaltabilmek için İsrail önce Katar'a, sonra Suriye'ye, daha sonra da Yemen'e başarısız denebilecek askerî açıdan niteliği olmayan gösteri saldırılarında bulundu. Şayet iç kamuoyu baskısını yine de azaltamaz ise muhtemelen İran'a da saldırabilir. Yani gerçek amaç başka ülkelere saldırarak Gazze'de yaşadığı acıyı hafifletmeye ve İsrail iç kamuoyu algısını başka noktalara çekerek gündemi değiştirmeye çalışmak.

TÜRKİYE'NİN FARKI

Türkiye Ortadoğu'da İsrail uçaklarını ve özellikle görünmez uçak diye tabir edilen F-35'leri yaklaşık 500 km'den görebilen ve gerekirse derinlikte önleme yapabilen tek ülke. Bu teknolojiye, yüksek kapasiteli ve uzun menzilli radar sistemlerine ve uzun menzilli yüksek irtifa hava savunma füzelerine sahip bölgedeki tek ülke. Henüz bir açıklama olmasa da Türk askeri istihbaratı tespit ettiği İsrail hava kuvvetlerine ait F-35'lerin rotalarını belirleyebildiği için önceden Katar'daki Hamas yetkililerine bildirmiş olabilir. Askeri istihbaratımızın bu kabiliyeti var ama bildirip bildirmedikleri sır olarak kalacak diye düşünüyorum. Ancak saldırı sonucunda Hamas heyetinin üst düzey yetkililerinin kurtulmuş olması sanırım bazı kanaatlerimizi güçlendiriyor.