Türkiye'nin gökyüzünde dolaşan küçük bir İHA'dan ya da düşen bir uçaktan çok daha büyük bir oyunu nasıl okuduğunu anlamak gerekiyor. Son günlerde Karadeniz'den gelen ve Çankırı civarında vurulan; ardından Balıkesir ve Kocaeli hattında düşürülen küçük insansız hava araçları (İHA) etrafında hararetli bir tartışma yürütülüyor. Tartışmanın dili ve yönü, meselenin teknik boyutundan çok algısal boyutuna işaret ediyor. Aslında bu olaylar birer "askeri zafiyet" ya da "tesadüfi gelişme" değil Türkiye'ye dönük çok katmanlı bir algı ve provokasyon sürecinin parçalarıdır.
GİTAR KUTUSUNDAN ÇIKAN İHA'LAR
Bahsi geçen sistemler yaklaşık 18 kilogram ağırlığında, elektro-optik ve kızılötesi (IR) keşif-gözetleme sensörleri taşıyan, silahsız ve tamamen sökülüp takılabilen İHA'lardır. Bayraktar veya Anka-3 gibi silahlı ve uzun süre havada kalabilen SİHA'larla uzaktan yakından alakaları yoktur. Bir gitar kutusuna sığabilecek, sökülüp takılabilecek ve kısa sürede herhangi bir noktadan havalandırılabilecek sistemlerden bahsediyoruz. Bu İHA'ların, Rusya'nın Ukrayna Savaşı'nda yoğun kullandığı Merlin/ Orlan sınıfı keşif İHA'larına benzemesi özellikle belirtiliyor. Ancak teknik benzerlik, gerçek failin kimliğini örtemez. Aksine bu benzerlik algı operasyonu yapanlar için bilinçli bir tercihtir. Temel soru şudur, Rusya neden Türkiye ile karşı karşıya gelmek istesin Montrö Sözleşmesi'ni kararlılıkla uygulayan, ABD ve NATO savaş gemilerinin Karadeniz'e girişini engelleyerek Rusya'nın güneyden stratejik kuşatılmasını önleyen bir Türkiye varken Moskova'nın Ankara'yı provoke etmesinin askeri ya da siyasi bir mantığı yoktur.
SAHTE BAYRAK OPERASYONU MU
Bu noktada en güçlü ihtimal sahte bayrak (false flag) operasyonudur. Yani Rus menşeli olduğu bilinen İHA'ların üçüncü bir aktör tarafından Türkiye'de kullanılarak Ankara ile Moskova'nın karşı karşıya getirilmesi. Bu senaryo bize yabancı değil. Boğaz'da bulunan mayınlar hadisesini hatırlayalım. İlk anda "Rusya mı, Ukrayna mı" tartışması başlatıldı; ardından yapılan kriminal incelemeler mayınların bambaşka bir menşeinin olduğuna işaret etti. Bugün de benzer bir zihinsel çerçeve inşa edilmeye çalışılıyor. Dikkatli olmak lazım.
LİBYA UÇAĞI ÜZERİNDEN ALGI OPERASYONU
Bu algı zincirine eklenen son halka ise iki gün önce Esenboğa Havalimanı'ndan kalktıktan sonra elektrik arızası nedeniyle düşen Libya uçağıdır. Uçağın içinde Libya Genelkurmay Başkanı, Kara Kuvvetleri Komutanı ve üst düzey bir askeri heyet bulunmaktaydı. Olayın teknik arıza sonucu gerçekleşmiş olması eldeki bulgularla yüksek bir ihtimal olmasına rağmen derhal bu hadise üzerinden Türkiye'ye yönelik bir karalama dili devreye sokulmuştur. Daha soruşturma tamamlanmadan, teknik raporlar beklenmeden; "ihmal", "güvenlik zafiyeti" ve hatta "kasıt" imalarıyla Türkiye hedef alınmıştır. Oysa havacılık tarihine bakıldığında, kalkış sonrası meydana gelen elektrik arızalarının kazaya yol açtığı sayısız örnek vardır. Burada amaç gerçeği aramak değil; Türkiye'yi güvensiz, istikrarsız ve riskli bir ülke gibi göstermektir.

2