ABD eski Başkanı Donald Trump, yeniden küresel siyasetin merkezinde. "Gazze Barış Planı" olarak sunduğu öneri, bölgede kalıcı ateşkes ve yeniden yapılanma vaat ederken hem Washington'da hem Orta Doğu'da yeni tartışmaları da alevlendirdi. İki gün önce yaptığı açıklamada Trump, Hamas'a "Pazar günü saat 18.00'e kadar planı kabul edin, yoksa cehennem başlayacak" sözleriyle sert bir mesaj verdi. Hamas'ın plan hakkında yaptığı açıklamadan sonra söylem tonunu yumuşatarak, "Hamas kalıcı barışa hazır görünüyor, İsrail bombardımanı durdurmalı" dedi. Bu, hem tehdit hem diplomasi içeren bir stratejik dildir. Hamas yaptığı açıklamada planın bazı maddelerini kabul etmeye hazır olduğunu açıkladı. Özellikle Gazze yönetiminin teknokratlara devri ve rehinelerin iadesi gibi konularda esneklik sinyali verirken, silahsızlanma koşuluna karşı mesafesini korudu. Bu tablo, hem siyasi hem psikolojik bir satranç oyununa dönüştü: Trump baskıyı artırıyor, Hamas ise direnişi akıllı diplomasiyle dengelemeye çalışıyor.
NEW YORK'TA ZİRVE DİPLOMASİSİ: "GAZZE İÇİN ULUSLARARASI İRADE"
Trump'ın planı gündemdeyken, geçen hafta Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da katılımıyla New York'ta düzenlenen uluslararası Gazze Zirvesi dünya diplomasisini hareketlendirdi. Zirve sonrası hazırlanan "New York Deklarasyonu", iki devletli çözüm, kalıcı ateşkes, insani yardım ve uluslararası garantörlük vurgusu yaptı. Bildiride Türkiye'nin adı, barış sürecine "aktif katkı veren ülkeler" arasında geçti. Deklarasyonun metni, uluslararası hukuk ve Filistin'in siyasi statüsü ekseninde dengeli bir çerçeve çiziyor. New York'ta verilen mesaj Gazze'de barış için diplomasinin öncelenmesi gerektiği, Filistin'in devlet olarak sahip olduğu haklara saygı duyulmasının önemli olduğuydu.
ADİL BARIŞ İÇİN DİPLOMASİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sürecin hem bölgesel hem küresel ayağında öne çıkan isimlerden biri. Son bir haftada Trump'la yaptığı telefon görüşmeleri ve bölge liderleriyle yürüttüğü diplomasi trafiği, Türkiye'yi planın şekillenmesinde etkili bir aktör konumuna getirdi. Erdoğan, Trump'a "adil ve kalıcı barışın sağlanması" yönünde mesajlar verdi, Hamas'ın açıklamasını ise "yapıcı bir adım" olarak değerlendirdi. Aynı zamanda İsrail'e de seslendi: