Bilgi savaşlarının yeni cephesi: Teknoloji casusluğu

Her geçen gün dünyada tehdit potansiyeli büyüyen savunma sanayi casusluğu artık sadece James Bond filmlerinin konusu değil. Devletler, şirketler ve hatta bireyler; veri, teknoloji ve üretim sırrı peşinde birer istihbarat ajanına dönüşmüş durumdalar. Özellikle savunma sanayii ve yüksek teknoloji sektörleri, bu görünmeyen savaşın en sıcak cephesi durumuna geldiler. Son dönemlerde savunma sanayiindeki casusluk faaliyetleri sadece ekonomik kayıplara yol açmıyor, devletlerin egemenliklerini aşındırabildikleri gibi ülkelerin savunma stratejilerini de ifşa edebildikleri için ciddi milli güvenlik sorunlarına da yol açabiliyor.

SANAYİ VE TEKNOLOJİ CASUSLUĞU NEDİR

Sanayi casusluğu, şirketlerin ticari sırlarının, üretim formüllerinin veya Ar-Ge verilerinin rakiplerce çalınmasıdır. Teknoloji casusluğu ise daha sofistikedir, burada hedef, savunma sistemlerinin kodları, yazılımların kaynak dosyaları veya yeni bir uçağın aerodinamik sırlarıdır. Örneğin Çinli mühendis Walter Liew, DuPont'un milyar dolarlık beyaz pigment formülünü Çin'e satmasıyla yaşanan DuPont Vakası (ABD), Huawei çalışanlarının, T-Mobile'ın "Tappy" adlı test robotunun sırlarını çaldığı Huawei - T-Mobile ticari casusluk olayı, ABD'nin en gizli savaş uçağı F-35'in kaynak kodları dahil proje bilgilerinin Çin tarafından siber saldırıyla ele geçirilmesi ve Çin'in J-31 uçağını bu bilgilerle geliştirdiği iddiası gibi örnekler bilgi savaşlarının artık savaş meydanında değil, laboratuvarlarda, sunucularda ve ofislerde yaşandığını göstermektedir.

TÜRKİYE DE HEDEFTE

Savunma sanayiinde son yıllarda elde edilen başarılar, Türkiye'yi bu alanda bölgesel güç haline getirdi. Ama güç arttıkça casusluk riskleri de artıyor. Örneğin Savunma Sanayii Başkanlığı'na ait projelerin bilgilerini yabancı firmalara aktardıkları iddiasıyla pek çok kişinin yakalandığı 2021 yılındaki SSB Casusluk olayı, ASELSAN ve TUSAŞ'ın ithalat-ihracat verilerinin, Telegram gruplarında para karşılığı satıldığı iddiasıyla 7 kişinin tutuklandığı 2025 Telegram olayı, Eski MKE yetkililerinin özel sektöre gizli bilgi aktardığı iddiasıyla başlatılan ASSAN Group soruşturması (2025) Türkiye'nin artık bilgi güvenliği açısından küresel ligde oynadığını ama aynı zamanda hedef tahtasında olduğunu da gösteriyor.

KANUNLAR VAR AMA YETİYOR MU

Türk Ceza Kanunu, devlet sırlarını ifşa etmeyi ağır suç sayıyor. 5202 sayılı Savunma Sanayii Güvenliği Kanunu ve Millî Savunma Bakanlığı yönergeleri de gizlilik kurallarını belirliyor. Ancak dijital çağda sadece kanun yetmez asıl mesele uygulama. Taşeron firmaların güvenlik denetimleri, kamu-özel personel geçişlerinde bilgi taşıma riski, Üniversite-sanayi işbirliklerinde veri koruma protokolleri gibi pek çok hususta hala açıklar var. Yapılan araştırmalar savunma sanayii casusluğunda kullanılan pek çok yöntem olmakla birlikte üç yöntemin öne çıktığını gösteriyor. Birincisi siber yöntemlerle yapılan, ikincisi doğrudan insan eliyle yapılan, üçüncüsü ise projelere sonradan dahil edilen ortaklar üzerinden yapılan casusluk faaliyetleri. Bu nedenle savunma sanayii casusluğu, ancak çok katmanlı koruma sistemleriyle engellenebilir. Bunun için şu hususlarda önlemlerin geliştirilmesi önem arz etmektedir.