Avrupa Azerbaycan'dan intikam almak istiyor

Yıllardır Ermenistan'ı destekleyen Avrupa birliğine bağlı kurum ve kuruluşlar son dönemde Azerbaycan'a yönelik saldırılarını arttırdı. Neredeyse 40 yıldır MİNSK grubu üzerinden Azerbaycan'ın kendi öz toprakları olan Karabağ'ı özgürleştirmesine engel olan Avrupa Birliği, Azerbaycan'ın 44 günlük muharebesiyle zafere ulaşmasını müteakip Ermenistan lehine bir sonuca ulaşamayacağını anlayınca, iftira ve yalanlara dayalı iki yüzlü politikasını Azerbaycan'a dayatmaya çalışıyor. Her fırsatta Ermeni lobisinin desteği ve kışkırtmasıyla Azerbaycan aleyhine kararlar almaktan çekinmeyen emperyalist Avrupa hala Kafkaslardaki stratejik emperyalist amaçlarından vazgeçmiş değil. Belki de işin daha ilginç olan yönü 23 Ocak 2024 tarihinde Avrupa Birliği parlamentosunun hem Azerbaycan hem de Türkiye aleyhine eş zamanlı karar almış olmasıydı. Artık Azerbaycan'ın yalnız olmadığını ve yalnızlaştırılamayacağını anlayan emperyalist güçler Türkiye ve Azerbaycan'ı kendileri için ortak hedef haline getirdiler. Burada asıl üzücü olan ise PKK partisinin yani en son ismiyle DEM partisinden bir milletvekilinin de söz konusu Avrupa Parlamentosu raporuna evet diyerek katkı sunmuş olmasıdır. Kendi ülkesine bile ihanet etmekten çekinmeyen PKK aparatlarının ibretlik hali milletimizin gözünden kaçmamıştır. Dolayısıyla bu 3 unsuru birlikte değerlendirdiğimizde PKK ve Avrupa Birliği'nin Türkiye-Azerbaycan kardeşliği için bir tehdit o olduğu gün gibi aşikardır. Avrupa Birliği Azerbaycan önünde yenilen Ermenistan'ın intikamını böylece almaya çalışmaktadır. Diğer bir amacı ise Azerbaycan'ı Ermenistan ile istikrarsızlaştırarak Kafkaslara açılım için bir kapı olarak kullanmak. Sonuçta güçlü bir Azerbaycan ve Türkiye Azerbaycan kardeşliğinin daha da gelişmesi aynı zamanda emperyalist güçlerin Kafkasya'daki Türk devletlerinin istikrarsızlaşmasını önlemektedir. Azerbaycan batı Kafkasya'nın en önemli ülkesidir. Başta enerji eko politiği olmak üzere çok önemli doğal kaynaklara sahip özgül ağırlığı son derece yüksek olan Azerbaycan aynı zamanda siyasal istikrara sahip olması ve sürekli toplumsal gelişimini sağlayabilmesi ile de Kafkasya'da geleceğin önemli güç merkezlerinden biri olmaya adaydır. Dolayısıyla Avrupa Birliği veya başka herhangi bir kuruluşun Azerbaycan üzerinde yaptırım uygulayabilme kapasitesi çok düşüktür. Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisinin 23 Ocak 2024 tarihli oturumunda Türkiye'de sistematik işkence olduğunu ve insan hakları ihlallerinin yaşandığını belirten raporun kabul edilmesinden sonra Türkiye-AB ilişkilerinde de birtakım gerginlikler yaşanmaya başlandı. Böylece Avrupa'nın her zaman Türkiye'ye karşı yanlı ve maksatlı tutumu bir kez daha gözler önüne serilmiş oldu. Ancak DEM partisine mensup bir milletvekilinin hem Türkiye hem de Azerbaycan aleyhine alınan kararlara destek vermesi son derece düşündürücüdür. Zira iç politikada da her zaman Türkiye aleyhine faaliyet gösteren PKK uzantısı durumundaki bu parti ve milletvekiliyle ilgili ilgili gereken hukuki işlemler bir an önce yapılmalıdır. Zira bu tür aparatlar sadece Türkiye'ye zarar vermekle kalmıyor aynı zamanda başta can Azerbaycan gibi kardeş ülkeler olmak üzere diğer ülkelerle de aramızın bozulmasına sebep olabiliyorlar. Bütün bunların ötesinde yüce milletimizin yerel seçimlerde PKK partisi ile iş tutanların kimler olduğunu iyi takip etmesi ve bunlara sandıkta gereken dersi vermesi son derece önemlidir. Terörle sadece dağlarda silahlı mücadelenin verilmesi değil aynı zamanda siyasi uzantılarıyla da demokratik mücadelenin sürdürülebilmesi ülkemizin aydınlık geleceği bakımından faydalı olacaktır.