Asil Türk kadını
Ülkemizin etrafındaki ateş çemberi daha da büyürken ve dünya yeniden küresel bir kapışmaya doğru hızla sürüklenirken bizleri kendimize getirecek bazı olayları günümüz kuşaklarına yeniden aktarmakta fayda var. Çünkü geçmişte ecdadımızın karşılaştığı birlik ve bütünlüğümüze yönelik hayati tehditlerle bizler de karşılaşmak üzeriyiz. Emperyalist sömürgeci güçler tarafından geçmişte nasıl Osmanlı, günümüzde ise Irak ve Suriye parçalandı ise önümüzdeki süreçte de domino etkisiyle Lübnan, İran, Ortadoğu'daki diğer ülkeler ve hedefte Türkiye var. Tabii ki Ukrayna'nın içler acısı halini ve Afrika ülkelerinin darmadağın olan devlet yapılarını da unutmamak gerekir.
TÜRK MİLLETİ FARKLI
Emperyalist planlar ve senaryolar hep aynı, sadece yöntemleri değişiyor. Ama değişmeyen bir şey daha var, Türk milletinin sosyo-genetik kodları. Osmanlıyı önce içeriden sonra da dışarıdan müdahalelerle işgal ederek parçalayanlara karşı bu milletin verdiği destansı mücadeleyi unutmamak gerekir. Unutulmaması gereken çok önemli olaylardan biri de Kurtuluş Savaşı yıllarında Kastamonu'nun Seydiler ilçesinden Şerife Bacı'nın verdiği kahramanca mücadeledir. Şerife Bacı 1921 yılı kışında İnebolu'dan Kastamonu'ya küçük kızıyla birlikte kağnıyla cephane taşırken soğuktan donarak şehit olmuştur. Şerife Bacı yanında bulunan ince bir yorganı kendisini ısıtmak için değil de cephaneyi korumak için kullanmış, üzerini örttüğü cepheye giden cephane kurtulmuş ama kendisi ve küçük çocuğu donarak şehit olmuştur.
AYNI RUH GÜNÜMÜZDE DE YAŞIYOR
Şerife Bacı gibi nice yiğit Türk kadınlarının mirası olan yüksek seciye ve asil ruh günümüzde de yaşıyor. Size şimdi geçtiğimiz hafta yaşadığım bir olayı anlatacağım. Kısa süre önce bir anne oğlunun kalp rahatsızlığı olduğunu öğrenir. Tedavi için çok zor bir ameliyat yapılması gerekmektedir. Hayati risk vardır ve ameliyat sonrası ne olabileceği konusunda doktorlar kesin bir şey söyleyememektedir. Hasta yaşaya da bilir yaşamaya da bilir. Ve bu durum aileye bildirilir. Bir anne için hayatta verilmesi en zor kararı vermek gerekmektedir. Nihayetinde ameliyata karar verilir. Bundan sonrasını dinlerken neredeyse göz yaşlarımı tutamıyordum. Anne odadan doktor hariç herkesin çıkmasını ister ve herkes odadan çıkar. Doktor merak etmektedir tek erkek evladı olan anne ne söyleyecek diye. Anne sorar, "Doktor şayet oğlum ameliyat sonrası yaşarsa askere gidebilecek mi Vatanımızı koruyabilecek mi" Anladınız mı şimdi Şerife Bacı, Halime Çavuş, Kara Fatma, Nezahat Onbaşı, Nene Hatun, Melek Reşit Hanım ve diğer kahraman Türk kadınları hepsi aynı kökten, aynı mayadan ve aynı ruhtan geliyorlar.