12 gün savaşı
12 Haziran gecesi başlayan İran-İsrail savaşı 12 gün sonra ateşkes yapılarak geçici olarak durdu. Ancak bu ateşkesin kalıcı barışı getirmesi zor görünüyor. İran'ın elinde nükleer silah olmamasına rağmen İsrail'in ABD ve Batılı güçlerin desteği ile saldırması veya saldırtılmasını İsrail'in iddiaları üzerinden izah etmek imkansız. O zaman görünenin aksine mevzu başka. Belki kısaca şöyle söylemek mümkün; İsrail'in İran'a saldırmasının sebebi İran değil, sıranın İran'a gelmiş olmasıdır.
KİM KAZANDI, KİM KAYBETTİ
12 günlük savaşta İsrail hava kuvvetleriyle başta Tahran olmak üzere İran derinliklerinde belirledikleri her hedefi vurdu. İlk altı günün bilançosu İsrail hava kuvvetlerinin 43 dalga halinde 1064 sorti yapmasıyla gerçekleşti. 12 günde toplam bunun iki katı kadar oldu. İran'ın ise ilk altı günlük bilançosu 750 seyir füzesi, 822 orta menzil taktik balistik füze olmak üzere İsrail'e 1572 füze fırlatması şeklinde gerçekleşti. Kısa süreli savaş sonrasında hem İsrail hem de İran birbirlerine zarar verdiler. Özellikle İsrail'in vurulamazlık, aşılamazlık efsanesi çökmüş oldu. İran İsrail'e göre daha büyük yüzölçüme sahip olduğu için psikolojik olarak İsrail kadar etkilenmedi veya İran savaşın psikolojik etkilerini İsrail'e göre daha kolay absorbe edebildi. Ancak sonucu bunlar belirlemeyecek. Çünkü tarafların harp kabiliyetleri bu kadar değil daha fazla. Dolayısıyla İsrail İran'a yeniden saldırmaya başlarsa ki başlaması son derece muhtemel görünüyor o zaman durum ne olacak O yüzden sonraki safhayı da dikkate alarak daha uzun vadede kime ne olacak diye bakmak gerekir. Şimdilik İsrail nefes aldı, İran zafer ilan etti. Aslında küçük bir soru bütün bunları açıklamaya yeterli. Şu an İran hava sahasını kim kontrol ediyor Kim kontrol ediyorsa o kazandı. İran hava sahasını şu an İran kontrol edemediğine göre ve gelecekte de hava sahasının kontrolünü İran'a vermeyeceklerine göre gerçekte kim kazanmış oluyor Amerika...
İRAN İÇİN DÜĞMEYA BASILDI
İsrail'in nükleer bahaneyle İran'a saldırmasının gerçek nedenini ABD ve Batılı güçlerin büyük Ortadoğu planlarında aramak gerekir. Önce Irak'ın parçalanmasıyla başlayan süreç sonra Arap Baharı denen Arap yangınıyla Suriye ve Libya ile devam ettirildi. Daha sonra 15 Temmuz'la Türkiye'yi de parçalamak isteyen aynı sömürgeci güçler Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğindeki Türk milletinden sopa yiyince parçalanma süreci Türkiye'den sekti. Şimdi İran'ın istikrarsızlaştırılma süreci başladı ama Türkiye'nin hala kadrajın içinde olduğunu unutmayalım. Aynı Irak'ın işgalinde olduğu gibi adım adım İran'ın zayıflatılmasının amaçlandığı görülüyor. 12 günlük savaş aslında gerçek bir savaş değil, bir yıpratma savaşı niteliğindeydi. Dolayısıyla İran'ın elindeki füze stoklarının tükenme süresi ve İsrail'in İran'ın füze stoklarını tüketme zamanı müteakip İran-İsrail çatışmalarının süresini ve sonucunu belirleyecektir. Ancak müteakip çatışmalara İsrail yalnız başına girmeyecektir. Irak'ta olduğu gibi doğrudan ABD ve Batılı güçlerle birlikte İsrail'in İran'a saldırılarına şahit olacağız gibi görünüyor. Rusya ve Çin mi dediniz Onlar konu mankenliğine devam edecekler gibi duruyorlar. Yıllardır söyleyip durdum İran'ı vuracaklar diye. Şimdi süreç başladı. Artık çok da fazla yapacak bir şey yok. Ancak İran'ın istikrarsızlaştırılması süreci esnasında veya hemen akabinde emperyalist güçler muhtemelen Türkiye'ye yönelebilirler. O yüzden Irak ve Suriye örneklerini de düşünerek şimdiden A, B, C planlarımız hazır olmalı, bu planlarımıza yönelik hazırlıklarımız bir an önce tamamlanmalıdır.