Kolesterol ile ilgili pek çok söz ortalıkta dolaşıyor. Bir kısım meslektaşımız maalesef kolesterol ilaçlarına karşı savaş açmış durumda. Bu kimselerin arasında kardiyolog olmayanları hadi bilmeden konuşuyor diyelim. Ama bu affedilir anlamına gelemez çünkü ne yazık ki insanlar doktor olduğu için inanıyor ve kardiyoloğunun verdiği kolesterol ilacını kesiyor. Tabii daha sonra da kalp krizi geçirerek bize geliyor. Sonrasında bırakın kolesterol ilacını kullanmayı, şansı var da kalp krizini canlı kalarak atlattıysa koroner arter by pass ameliyatı veya stent ile çözüm buluyor. Bu arada enfarktüs esnasında ölen kalp hücrelerinin yerine yenisi maalesef gelemiyor. Enfarktüsün büyüklüğüne bağlı olarak bundan sonraki hayatını yetersiz bir kalp ile tamamlıyor. Kolesterol ilacının yanı sıra daha pek çok ilacı da beraber kullanmak zorunda kalıyor.

Geçen hafta Türk Kardiyoloji Derneği'nin benim de içinde olduğum koruyucu kardiyoloji ve ateroskleroz çalışma grubunun kolesterol yol haritası konulu toplantısı için Ankara'daydım.

Toplantımıza konunun uzmanı değerli hocalarımızın yanı sıra sağlık bakanlığımızdan ve Dünya Sağlık Örgütü'nden de iyi bir katılım oldu. Toplantıda kalp damar hastalıklarının ülkemizde ve dünyada birinci gelen ölüm sebebi olduğundan bahsedildi. Koruyucu kardiyolojinin önemine değinildi. Kalp damar hastalıklarından korunurken değiştirebileceğimiz risk faktörlerinden olan yüksek kolesterol ana konumuzdu. Bildiğiniz üzere kalp damarlarını tıkayan plakların oluşumunda ve yapısında kolesterol bulunur. Kötü kolesterol dediğimiz LDL'nin yüksekliği diğer risk faktörleri ile de birleşince bu tıkanıklığa kolayca zemin hazırlar.

TKD Koruyucu Kardiyoloji ve Ateroskleroz Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr.BarışGüngör