Kan şekeri (glukoz), vücudumuzun başlıca enerji kaynağıdır. Yediğimiz karbonhidratlar sindirilince glukoza dönüşür ve kana karışır. Bu şekeri hücrelerin kullanabilmesi için insülin adlı bir hormon gerekir. İnsülin adeta hücre kapılarını açan bir anahtar gibidir.
Stres ne yapar
Beyin herhangi bir tehlike sinyali aldığında vücudumuzda devreye giren doğal bir sistem vardır. Bu sistem bize "Savaş ya da kaç" tepkisini vermemizi söyler. Bu tepki milyonlarca yıl öncesinden beri bize miras kalmış, genetiğimize kodlanmış bir tepkidir. Savaşmak için de, kaçmak için de vücudun enerjiye ihtiyacı vardır. İşte bu yüzden vücut o anda hızla enerji üretir. Stres anında adrenalin ve kortizol hormonları salgılanır. Bu hormonlar kan şekeri seviyelerini artırma etkisine sahiptir. Karaciğer kana glukoz gönderir.
Kronik streste bu mekanizma sürekli tekrar eder. Bu artış çok sık meydana geldiğinde, insülin direncine yol açabilir. Sonuçta vücut hâlâyeterli insülin üretir, ancak hücreler bu insüline daha az yanıt verir, direnç göstermeye başlar. Bu durumda daha çok insülin salgılanır. Ancak karşılaştığı direnç yüzünden işe yarama gücü düşüktür.
Bu durum kısır bir döngü yaratınca:
Glikoz hücreler tarafından emilmek yerine kanda kalır.
Kan şekeri kronik olarak yüksek seyreder.
Aşırı şeker, glikasyon adı verilen biyokimyasal bir süreçle (pişirmedeki karamelizasyona benzer) vücuttaki bazı proteinleri, özellikle kırmızı kan hücrelerindeki hemoglobini "glikozize eder".
Bu glikasyon kan damarlarının duvarlarına zarar vererek hücre fonksiyonlarını bozar ve insülin direncini daha da kötüleştirir.
Stres davranışlarınızı da etkileyerek kan şekerinizi yükseltir
Kronik stres sadece fizyolojik mekanizmalarınızı bozmaz. Aynı zamanda farkında olmadan davranışlarınızı da etkiler. Stres yüzünden uyku düzeniniz bozulur. Uyumakta güçlük çekersiniz. Bu da vücut saatinizi bozabilir, insülin direncinizi artırabilir ve kan şekeri dengenizi bozabilir.