Eylül, tıpkı doğanın değişimi gibi alışkanlıklarımızı yenilememiz için de bir fırsat sunuyor. Her yıl 3-9 Eylül tarihleri arasında kutlanan 'Halk Sağlığı Haftası', bize bireysel tercihlerimizin toplumsal sağlık üzerindeki büyük etkisini hatırlatıyor. Unutmamak gerekir ki sağlıklı bir toplum, sağlıklı bireylerin zincirinden oluşur. Attığımız her adım sadece bizi değil, ailemizi, çevremizi ve gelecek nesilleri de doğrudan şekillendirir. Öyleyse gelin, bu eylülde doğadan yana seçimler yapın, tabağınızı taze, doğal ve dengeli besinlerle doldurarak hem kendinize hem çevrenize iyi bakın.
Bütüncül yaklaşım kıymetli
Uzun yıllardır halk sağlığı denince akla daha çok bulaşıcı hastalıklarla mücadele geliyordu. Fakat günümüzde tablo değişti. Artık kronik hastalıklar, obezite, kalp-damar rahatsızlıkları ve ruhsal sorunlar halk sağlığının en önemli gündemleri arasında. Bilimsel veriler, toplumsal düzeyde küçük gibi görünen alışkanlıkların büyük etkiler yaratabileceğini gösteriyor. Yapılan araştırmalar da sağlıklı yaşam alışkanlıklarının toplumsal düzeyde yaygınlaştırıldığında; iş gücü verimliliğinin arttığını, sağlık harcamalarının azaldığını ve insanların daha uzun süre kaliteli yaşam sürdüğünü ortaya koyuyor. Tabağınız için seçtiğiniz her lokma, hem bedeninizi hem de toplumsal sağlığı şekillendiriyor.
Doğaldan uzaklaşmak hormonal sağlığı da etkiliyor
Yazın serbestliği yerini okul ve iş temposuna bırakırken, sağlığımızı destekleyen seçimler yapmak daha da önem kazanıyor. Bu noktada özellikle ultra işlenmiş gıdaları azaltmak, hem metabolik hem de hormonal denge için kritik. Cell Metabolism dergisinde geçtiğimiz hafta yayımlanan araştırma sonuçları uyarı niteliğinde. Çalışmaya göre ultra işlem görmüş gıdalar alınan kalori miktarı ve makro besin profili eşleştirilse bile metabolik ve üreme sağlığı üzerinde ciddi olumsuz etkilere yol açıyor. Araştırmada, 20-35 yaş arası sağlıklı erkek katılımcılara, üç haftalık dönemlerde birbirine benzer besin içerikli ama farklı derecede işlenmiş diyetler uygulanmış. Ultra işlem gıdaları tüketen bireylerin yağ kütlelerinde belirgin artış yaşanırken; testosteron ve folikül uyarıcı hormon (FSH) düzeylerinde azalma gözlemlendiği belirtiliyor. Ayrıca besin ambalajında yer alan bir ftalat bileşiği (cxMINP) kanda yükseldiği sonuçlar arasında. Bu da hormonal dengenin bozulabileceğine işaret ediyor.