Yakınlarda, Nutrients dergisinde yayımlanan 10 yıllık bir araştırma, ileri yaştaki kadınlarda çay ve kahve tüketiminin kemik mineral yoğunluğu ile ilişkisini uzun dönemli olarak değerlendirdi. Çalışma, ABD'de 65 yaş ve üzeri yaklaşık 9 bin 700 kadının verilerini temel alıyor ve hem içecek tüketimlerini hem de kemik yoğunluklarını üst üste yıllar boyunca tekrar tekrar ölçerek güçlü bir gözlem imkânı sunuyor.

Bu büyük gözlemsel çalışmanın belki de en ilgi çekici bulgusu, çay tüketimi ile total kalça kemik mineral yoğunluğu arasında olumlu bir ilişki bulunması.

Bunun nedeni olarak çayın içerdiği antioksidan polifenoller, özellikle kateşinler, kemik hücrelerinin sağlıklı işlevini destekleyebilir, kemik yıkımını azaltabilir ve kemik yapıcı süreçleri teşvik edebilir. Bu mekanizmalar laboratuvar çalışmalarında da öne çıkmış. Ancak şunu unutmamak lazım, bu etki büyük ve dramatik değil, daha çok küçük ama istikrarlı bir artış.

Kahve söz konusu olduğunda tablo biraz daha karmaşık. Çalışmada genel olarak günlük kahve tüketiminin femur boynu veya kalça kemik mineral yoğunluğu üzerinde belirgin bir ilişki göstermediği bulunmuş. Yani 13 fincan kahve günlük kemik yoğunluğunu kötüleştirmiyor gibi görünüyor.

Ancak spline analizleri (doğrusal olmayan modeller), günde beş fincanın üzerindeki kahve tüketiminin kemik mineral yoğunluğunda düşüşle ilişkilendirilebileceğini düşündürüyor. Bu bağlamda kahvenin içeriğindeki yüksek miktarda kafeinin, özellikle aşırı alkol tüketimiyle birlikte olduğunda kemikler üzerinde hafif olumsuz etkileri olabilir.

Kafeinin kalsiyum emilimini hafifçe azalttığı, bunun da uzun vadede kemik sağlığını etkileyebileceği fikri, geçmişte laboratuvar ve klinik öncesi çalışmalarla da tartışılmıştır. Ancak bu tür etkiler genellikle dengeli bir diyet ve yeterli kalsiyum ve vitamin D alımı ile minimize edilebilir.