Zamansız mekânda zamansız sergi

KURULUŞUNDAN itibaren yakından takip ettiğim Baksı Müzesi'nde yeni bir sergi açıldı.

Genç kuşağın önde gelen sanatçılarından Seçkin Pirim'in kariyerinden kilometre taşlarını, en son çalışmaları ile harmanladığı heykelleri 'Zamanlı Zamansız' sergisi.

Bayburt iline 45 km. mesafedeki Bayraktar Köyü'nde 2010 Temmuz ayında açılan Baksı Müzesi'nin iç ve dış alanlarında yer alan sergide sanatçının eserlerinin atölye sürecini belgelediği model ve etütleri de görülebilecek. 1977 Ankara doğumlu sanatçı Pirim'in yapıtları, farklı malzemelerle oluşturduğu tekrar eden formlar aracılığıyla izleyicisini içsel bir yolculuğa, benlikle yeniden buluşmaya ve arınmaya davet eder bir izlenim sunuyor.

Mimar Cengiz Bektaş, şair, eleştirmen ve mimar Ali Cengizkan'ın yanı sıra Bihrat Mavitan'ın atölyesinden geçmiş bir imza olan Seçkin Pirim, lisans ve yüksek lisans eğitimini Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü'nde tamamlamıştı. İstanbul ve Londra'da yaşamını sürdüren Pirim'in Baksı Müzesi'ndeki eserleri aralarında Borusan Sanat, Pera Müzesi, Museum Haus Konstruktiv ve Saatchi Gallery'nin de bulunduğu birçok kurumda sergilendi. Yerel ve uluslararası ölçekte çok sayıda kişisel ve karma sergide yer aldı.

Haberin Devamı

Sanatçı, sergisinde pleksi, kâğıt, mermer ve alüminyum gibi malzemeleri kullanarak oluşturduğu katmanlı yüzeylerde "birden bütüne" giden bir hareket anlayışının göstergelerini bir araya taşıyor. Pirim'in çalışmaları, biçimsel titizliği ile de zaman ve mekân içinde metafizik akışa bırakılmış bir duygusal mühendislik önerisi gibi değerlendiriliyor. Baksı'nın astronomik ve evrensel coğrafyasıyla buluşan eserler hem varoluşsal bir hafifliği hem de yoğun bir içsel devinimi aynı anda taşımalarıyla cazibe kazanıyor.

Prof. Dr. Hüsamettin Koçan, Seçkin Pirim sergisine dair şunları söylüyor: "Baksı, yalnızca bir müze değil; uzakta olanı yakına getirme çabasıdır. Seçkin Pirim'in sergisi, bu çabanın sanat yoluyla ifadesidir. Onun katman katman ilerleyen işleri, bizim burada kurmaya çalıştığımız çoğul ve derinlikli düşünceye karşılık geliyor. Her form, her yüzey bir başka zamanı, bir başka duyguyu çağırıyor. Bu sergiyle birlikte sanatın insanı dönüştüren gücünü bir kez daha hissediyoruz. Baksı'da heykel sergisi yapma geleneği uzun zamandır süregeliyor. Seçkin'in işleri de bu geleneği sürdüren, hem içeride hem dışarıda mekânla temas kuran güçlü bir örnek olarak karşımıza çıkıyor."