Şehir kitapları neleri içermeli

ÖNÜMDE iki kitap duruyor.

Beşir Ayvazoğlu'nun 'Dersaadet'in Kalbi' ile Adil İzci'nin 'Sisli Gece'si.

Bir şehri anlatmanın birkaç yolu vardır. Mutlaka yazanın o kentte yaşamış olması, tarihini bilmesi. Osmanlı'dan bu yana Türk yazarların ve Oryantalistlerin kitaplarını okumadan orayı anlatmak eksik kalır. Yalnız bu kadar malzeme de yetmez, oranın türküleri, şarkıları, orayı anlatan besteciler, camilerden başlayarak birçok yapının bilgisi, sezgisi de yazıya sızacak.

O kenti yazanların kimlikleri de yazıya renk verir. Özellikle çocukluğun geçtiği yerlerin anlatımında etki gücü siner. Anı kitabı, roman, öykü elbet bu bilgi türü içinde yorumlanmalıdır.

Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Huzur'unu oluşturan malzeme üzerine çalışma birçok yazar için hazırlanmalıdır.

Sevgili Onat Kutlar, Gaziantep'i anlatırken oranın türkülerini de söylerdi. Gaziantep'i onun 'İshak' kitabını okumadan anlayamazsınız, Ülkü Tamer'in yazılarını, 'Alleben Öyküleri'ni de unutmayacaksınız.

Haberin Devamı

Şehir Dergileri de bu açıdan önemlidir.

Şehir ve semt belediye başkanları yönettikleri beldeyi tanıtma görevini ihmal etmesinler.

Yazarların, şairlerin yaşadıkları yerleri başkaları da yazmalıdır.

İlk akla gelen iki usta Halikarnas Balıkçısı ve Necati Cumalı. Gerisini dikkatli okurların tamamlamasını istiyorum. Bu konuda Orhan Kemal'in Adana'sını işleyen kitabını da hatırlatayım.

TELEVİZYONLARDA RAMAZAN PROGRAMLARI

RAMAZAN gecelerinin eğlencelerini özledim doğrusu. Çocukluğumuzdan bugüne eğlence tarihini düşündüm.

Meddah programlarında Erol Günaydın'ı seyrederdim. Eski yıllarda günlük gazetelerde ramazan üzerine yazılar yayımlanırdı. Eğitici, öğretici yazılardı.

KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI ÇÖZEBİLİR