Önemli bir besteci üzerine

BESTECİLERİN besteleriyle hayatları arasındaki etkileşim dinleyici için özgün yorumları getirir.

Sevdiğiniz, dinlediğiniz önemli bir bestecinin serüveni klasik müzik tutkunları için okunacak bir kitaptır.

Şostakoviç Elli Yıl Sonra- Bilsay Kuruç

İçindekiler

Önsöz

Giriş

Dinlerken

BİRİNCİ BÖLÜM:

EVRELER/AŞAMALAR: 1920'LER

Müzisyen

Besteci

"Avangard"

Absürd

İKİNCİ BÖLÜM:

EVRELER/AŞAMALAR: 1930'LAR

Doğum Sancıları, Doğumlar

"Big Bang"

Formlar

1936

Müzik Ne İçin (1)

Yakınlar Arasında Bir Görüşmenin Notları

Basit, Çıplak Gerçekler (1)

Dördüncü Senfoni

Dördüncüden Beşinci'ye

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Leningrad

Müzikteki Güç

Müzik Ne İçin (2)

Farklılaşma

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM:

EVRELER/AŞAMALAR: DÜNYA DÖNÜYOR, BESTECİ DURMUYOR

Büyük Bir Müzik: Sekizinci Senfoni

Basit, Çıplak Gerçekler (2)

"Paranoya"ya Resmi Statü Vermek!

Kıssadan Hisse

Müzikte Yaratıcılık Süreklidir, Ara Verilmez

Devrim Senfonileri

Senfonilerden Sonra

İç İçe İki Çizgi

Sekizinci Dörtlü

Tonal/Atonal

Kısa Bilgi

Dikkat: Nasıl Dinlememeli!

Müzik Ne İçin (3)

KAYNAKÇA

İSİM DİZİN

Önsöz

Haberin Devamı

Dmitri Şostakoviç, 9 Ağustos 1975 Cumartesi günü Moskova'da kanser tedavisi gördüğü hastanede müziğe ve dünyaya veda etti. Elli yıl geçmiş. Bu yıl birçok ülkede müzik merkezlerinde konser programlarında yer verilerek, konuşmalar ve yazılarla anılıyor. 25 Eylül 1906'da o günün adı St. Petersburg olan kentte doğmuş olduğuna göre 2026'da da doğumunun yüz yirminci yılı olacak. Şostakoviç, 1935' te henüz otuz yaşına basmamışken tanınmış bir besteci idi. O yıl Türkiye Cumhuriyeti'nin Sovyetler Birliği ile sıkılaşmış dostluk ilişkilerinden birinde, içlerinde David Oystrak'ın da bulunduğu bir kültür grubuyla Türkiye'ye geldi. Bir aydan uzun süre kaldıklarını, konserler, toplantılarla dolu bir program yapıldığını biliyoruz. Şostakoviç ülkesine döndükten sonra izlenimlerini gazetelerde yazmış. Bir yerde özetle şöyle demiş:

"Gezimizden önce Türk müzikseverler klasik Rus bestecilerini tanıyorlardı. Şimdi Sovyet ustalarımızın en iyi şekilde seslendirildiği birkaç besteyi dinlediler. Bu ustalar Türk dinleyiciler arasında çok duyarlı, algı gücü yüksek hayranlar buldu. Artık bu dost ülkede bu bestecilerimiz sevilecekler."

Giriş

Haberin Devamı

Şostakoviç'i besteci ve müzisyen olarak anlatmak müzikologların işidir. Benim anlatımımda sadece bir dinleyicinin düşünceleri var. Dilerseniz, bir 20. yüzyıl dinleyicisi diyelim. Geçmiş yüzyılı kavramalıyız. Çok boyutlu bakabilecek miyiz Türkiye sınırları içinde kalmayalım. Müzikten söz açıyorsak elbette o yüzyıldaki insanın dünyasına erişebilmek lazım. Onun yaşamla nasıl haşır neşir olduğuna, kısaca "dramı"na yakından bakalım ki o insanın "kendine, iç dünyasına ait sesi"ne de ulaşabilelim. Müzisyen o "iç dünya"nın sesini kendi sesiyle özdeşleştirdiği zaman yirminci yüzyılın müzisyenidir. Gerçeği sesiyle bulacak, geliştirip, ileri taşıyıp, geleceğe ulaştıracaktır. Biz müzisyeni böyle tanıyacağız. Buradaki "Biz" dinleyicilerdir. Müzikologlar daha fazlasını bileceklerdir.