İki önemli özellik Ferit Edgü'de birleştiği için Türk edebiyatında her zaman özgün yerini korumuştur.
Son olarak Kültür Üniversitesi'nde yapılan, "Edebiyatta 60.Yıl Ferit Edgü" gününde konuşmuştum. Onun gibi yazarlar için her konuşma eksiktir, çünkü her zaman bir okur olarak tamamlamanızı size bırakır. Bilginiz, muhtevanız oranında anlarsınız. Yazılarından hem Türk hem dünya edebiyatını öğrenir, resim dünyasına da adım atarsınız.
O sanatedebiyat adasında yaşadı yaşattı.
Batı'nın Doğu'da, Doğu'nun Batı'da nasıl algılanacağının haritasını çizdi.
Yalnız kendi yapıtlarıyla var olmadı, yurtdışındaki kültür birikimini de o nakletti.
Ferit olmasaydı, Abidin Dino, resimleri ve yazılarıyla Türkiye'de tanınmazdı. Yüksel Arslan'ın önemini önce o keşfetti, sonra da Fransa. İlk öyküsünden bu yana, günün geçici ve yüzeysel modalarına yüz vermedi, çok okunma uğruna kalite fedakârlığında bulunmadı. Hangi akımı kaale aldıysa en iyi en kalıcı örneklerini verdi. Aforizmalarını çok sevdim, düşünmeyi hatırlattı bize.
Deneme kitabında kimler vardı
strong class'read-more-detail'Haberin DevamıİLK KİTAPLARI 1959'DA
Camus'den Beckett'e, Rembrandt'tan Dubuffet'ye, Sait Faik'ten Mehmet Günsür'e, Bedri Rahmi'den Yüksel Arslan'a uzanan yolculuk duraklarına uğrayarak çok şey öğrendik. Benim yazarlık yaşamımda unutamayacağım bir payenin de kâşifidir.
Ben 1950 Kuşağı'nın bir ferdiyim, bütün arkadaşlarım öykü, şiir yazdılar bir tek ben eleştiri ve denemede kaldım.
İlk kitapları 1959'da yayımlandı. Ferit, kitapların onuncu yıl baskıları için kuşakdaşlarıma bir öneride bulunuyor.
"İçimizde tek eleştiri yazan Doğan, Hepimiz Onuncu Yıl Baskısı'nın başına Doğan Hızlan yazsın".
Ben de "Solistlerden Bir Koro 1950 Kuşağı" adlı yazımı yazdım, kitaplar da öyle yayımlandı.
Notos'un Ferit Edgü Dosyası'ndaki konuşması da okuduğunu, düşündüğünü sindirmiş bir kimliğin özelliğini yansıtıyor. Yanıtlarında benim de dahil olduğum kuşağın her şeye rağmen ayakta duruşunu özetliyor.
"Özgürlükçü bir sosyalizm yanlısıydım. Bu çizgim ana hatlarında hiç değişmedi."
strong class'read-more-detail'Haberin Devamı'TEVFİK FİKRET'İ DÜŞÜNÜYORUM'
Bizim kuşak için ne diyor
"Sanırım benim kuşağım, ona olan borcumuzu bir anlamda ödedik. Sait Faik'in 1950'lerden bugüne değin sürekli gündemde olması, biraz da bizlerin gündemde oluşuyla ilgilidir."
Kimi yazmak istediğini Demir Özlü'ye mektubunda açıklıyor:
"Ve biliyor musun, nicedir Tevfik Fikret'in son günlerini düşünüyorum hep kırgın küsmüş, Aşiyanına çekilmiş, kimselerle görüşmez olmuş Fikret'i. Onun sapsarı bir ten, dalgın gözlerle, bir hayalet gibi dolaştığını söylerler yaşamının son döneminde. "
Öğretmen askerlik dönemini geçirdiği yerin romanı, "