Değerlerimize saldırı ve derin CHP

CHP'nin billboardlardaki, üzerinde yeterince düşünülmediği belli olan afişleri -ki düşünülmüş olsaydı- ne anlama geldiği ya da yanlış anlamalara sebebiyet vereceği tahmin edilebilirdi. Ardından grup başkanvekili Özgür Özel'in konunun İslam ve Müslümanlar olduğu basın toplantısında sarf ettiği talihsiz sözler ve Ortaçağ zihniyeti açıklaması ve son olarak Berat gecesi HDP Milletvekili'nin Meclis'teki İslam'a hakaret eden ve hazımsızlık kokan konuşması Bütün bunlardan sol kesimlerde halen dini ve dini kültürle ilgili bir cehaletin ve dini değerlere öfkenin sürdüğünü ve halkın değerlerine karşı düşmanlık olduğu açıkça görülüyor. 2023 seçimlerine adım adım yaklaşılırken ittifak söylemleri hayli revaçta. Cumhur İttifakı'na karşı Millet İttifakı'nın yapısının görüşüldüğü bir dönemde bu yaşananlar, "birileri bu yapıyı sabote etmek istiyor" diye düşünülebilir. pushfn('ads'); Ancak bu gelişmeler "derin CHP'nin(!) normalleşmeye karşı olduğunun en bariz göstergesi olduğu" gerçeğini değiştirmez. Aşırı uç, radikal Kemalistler anlaşıldığı kadarıyla Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun söylemlerinden rahatsızlar. Deyim yerinde ise derin CHP, süreci ve partiyi dinamitliyor. Kalbi niyetlerini ve amaçlarını bilmiyoruz. Zahirde görünen CHP'nin son dönemdeki, toplumla helalleşme, geçmişiyle yüzleşme ve başörtüsü ile ilgili tutumlarının zamanında yanlış olduğuna dair söylemlerden derin yapının hayli rahatsız olunduğu ortada. CHP'nin yanlışlarıyla yüzleşmesinden memnun değiller. "Biz geçmişteki mütedeyyin kesimin hassasiyetlerine karşı olan tavrımızda yanlış yapmadık" demek istiyorlar. BEKLENTİLER VE ŞIMARIKLIKAnketlerde Millet İttifakı'nın ağır basması, belli ki CHP'li birtakım odakları şımartıyor. Kendilerini Cumhuriyet'in tek sahibi zannediyorlar ve "tek başına" iktidar olmak istiyorlar. Oysa tek başlarına "ne karşılıkları" olduğunu görmezden geliyorlar. Genel başkanın eylem ve söylemleri kamuoyunda değerli bulunsa da bunlarda aksi etki yapıyor. pushfn('ads'); CHP'lilerin öncelikle parti ve kurumsal kimlik olarak genel başkanının açıklamalarıyla aynı çizgide olup olmadıklarına karar vermeleri ve kamuoyunu ikna etmeleri gerekiyor. Anlaşıldığı kadarıyla bu söylemler başkan düzeyinde ve vitrinlik kalıyor. Parti politikası olarak iç bünyeye yansımamış bir tablo ortaya çıkıyor. Bugün CHP tabanının -tabirimi mazur görsünler- şımarıklığı bırakıp Türkiye gerçekleriyle yüzleşmelerinin vakti geldi. 70 yıldır tek başına iktidara gelemeyiş nedenlerinin sözde aristokratik yaklaşımlarından kaynaklandığını ve bu üstenci, halka tepeden bakan anlayışın memlekete hiçbir şey kazandırmadığını artık anlamalılar. Mütedeyyin kitle açısından büyük anlam ifade eden, imam hatipler ve başörtüsü konusunda bile net değiller. Bu nedenle kendilerine sempatiyle bakanların bile en büyük endişeleri hâlihazırda "kazanılmış haklarının tekrar kaybedileceği" korkusudur. Yakın tarihte bu hususlarda dönemin yargısını da kullanarak inançlı kesim üzerinde oluşturdukları baskı unutulmadı. Bu duruşlarının, kitlelerde rövanşist zihniyetin oluşmasına bizzat kendilerinin sebep olduğunu anlamalılar. Bunu kabul etmeden, yani geçmişle tam yüzleşmeden kendileri hakkında