Temmuz ayı demek 'Plastiksiz Temmuz' demek. Her yıl temmuz ayı Dünya genelinde 'Plastic Free July' (Plastiksiz Temmuz) olarak kutlanıyor ve ben de gerek sosyal medya hesaplarımdan gerek ise köşe yazılarımda bu konuda farkındalık yaratmayı hedefliyorum. 'Plastiksiz Temmuz'un bir temel amacı var, bir ay boyunca günlük yaşamda tek kullanımlık plastikleri azaltmak, mümkünse tamamen bırakmak. Ancak mesele sadece bir pipet, bir poşet ya da bir bardak değil. Mesele, alışkanlıklarımızın hem doğaya hem sağlığımıza verdiği zararın farkına varabilmek... Bu temmuz ayının gözümüzü çevreye, kulağımızı toprağa, elimizi taşın altına koyduğumuz bir ay olması dileği ile.
Çocuklarda da sessiz tehdit
Günlük hayatımızda farkında olmadan sayısız plastik malzemeyle temas ediyoruz. Gıda ambalajları, plastik şişeler, saklama kapları, makyaj ürünleri, çocuğunuzun kullandığı oyuncaklar... Liste uzayıp gidiyor. Bu ürünlerde bulunan bazı kimyasallar zamanla vücuda geçiyor. Örneğin BPA olarak bilinen Bisfenol A ve ftalatlar, hormon sistemimizi etkileyerek endokrin bozucu etki yaratabiliyor. Araştırmalar bu maddelerin obezite, diyabet, infertilite, erken ergenlik ve bazı kanser türleriyle ilişkili olabileceğini gösteriyor. Mikroplastik dediğimiz küçük plastik parçacıklara ise kanımızdan akciğerlerimize, anne sütünden plasentaya kadar birçok organımızda rastlanıyor.
Environmental Science Technology dergisinde birkaç gün önce yayımlanan araştırmada, 2-4 yaş aralığında okul öncesi 200 çocuğun vücutlarında tam olarak 96 kimyasal bulunmuş. Çocukların yüzde 90'ından fazlasında ise 34 kimyasal madde tespit edilmiş. En yaygın olanlar ise oyuncak ve gıda ambalajları gibi plastikler, kişisel bakım ürünleri ve ev eşyalarında kullanılan ftalat alternatifleri. Plastik kaplarda, yiyecek konservelerinde ve termal kağıt fişlerde bulunan bisfenoller de yine yaygın olan kimyasallar arasında belirtiliyor. Çocuklar; yemek yeme, su içme, iç ve dış havayı soluma ve kirli yüzeylere dokunma gibi günlük aktiviteler yoluyla bu çevresel kimyasallara maruz kalıyor. Bulgular oldukça endişe verici öyle ki erken çocukluk dönemi beyin ve beden gelişimi açısından kritik bir dönem.
Doğaya verdiği tahribat büyük
Dünyada her yıl yaklaşık 400 milyon ton plastik üretiliyor ve bunun yüzde 90'ından fazlası doğada, okyanuslarda veya yakılarak yok edilmeye çalışılıyor. Plastikler doğada yüzlerce yıl çözünmeden kalabiliyor ve bu süreçte toprağı, suyu ve havayı kirletiyor. Nasıl mı Okyanuslara ulaşan plastikler, deniz canlılarının ölümüne neden oluyor. Mikroplastikler balıkların, deniz kuşlarının ve dolaylı yoldan insanların besin zincirine giriyor. Yakılan plastik atıklar ise hava kirliliği ve toksik gaz salımıyla iklim değişikliğini hızlandırıyor.