Carnivore bebekler

Son günlerde bazı ebeveynlerin bebeklerini tamamen hayvansal gıdalarla beslediği bir trend dikkat çekiyor. Bir beslenme uzmanı olarak bu tür tek yönlü beslenme modellerinin bebeklerin genel gelişiminde potansiyel riskler taşıdığının altını çizmek istiyorum. Kanıta dayalı beslenme rehberleri, besin çeşitliliğinin önemini her zaman vurgular.

Son zamanlarda bazı ebeveynlerin bebeklerini meyve ve sebze püreleri yerine sardalya, tereyağı, antrikot gibi tamamen hayvansal gıdalarla beslediği bir trend, özellikle sosyal medyada dikkat çekmeye başladı. The Wall Street Journal'ın haberine göre, bu 'carnivore baby' yani 'etobur bebekler' beslenme yaklaşımını benimseyen bazı ebeveynler, bebeklerinin daha kaliteli uyuduğunu, sindirim sistemlerinin daha rahat olduğunu ve daha sakin huy geliştirdiğini öne sürüyor. Örneğin Kanada'da bir anne, bebeğine yumurta sarısı, tavuk ciğeri, kemik suyu ve kuzu eti yedirerek daha huzurlu olduğunu belirtiyor.

Aslında carnivore yani tamamen et temelli beslenme yaklaşımı ilk kez bebeklerde değil, yetişkinler arasında da geçtiğimiz aylarda popüler olmuştu. Özellikle kısa vadede hızlı kilo kaybı sağladığı için bir dönem sosyal medyada büyük ilgi görmüş, 'karnivor diyeti kilo vermenin formülü' olarak öne çıkmıştı. Ancak bu tür kısıtlayıcı beslenme modellerinin uzun vadede besin eksikliklerine ve sağlık risklerine yol açabileceğini defalarca vurgulamıştım. Beslenme planınızda sürdürülebilir olan, en iyi hissettiğiniz,

size ve gezegene iyi gelen beslenme modelini uygulamanız gerektiğini bir kez daha hatırlatmış olayım… Bu hatırlatma bebeğinizin beslenmesi için de geçerli.

PROTEİN ÖNEMLİ AMA…

Elbette et demir, çinko, B12 vitamini ve kaliteli proteinin yüksek biyoyararlanımlı kaynağı. Bebek beslenmesinde hayvansal proteinler özellikle demir gibi yetersiz mineraller açısından faydalı olabilir. Ancak bu faydanın dengeli bir diyete dayandırılması kritik. Hatırlayın, büyüme ve gelişme için sadece hayvansal kaynaklara dayalı bir beslenme, gerekli lif, vitamin C, fitokimyasallar ve prebiyotiklerden yoksun kalındığı anlamına gelebilir. Karnivor yani etçil beslenmede ne kadar lif aldığınızı soracak olursanız ise cevaplayayım: Sıfır. Öyle ki hayvansal proteinler lif içermiyor, protein ve yağ grubu içeriyor. MedRxiv dergisinde geçtiğimiz aylarda yayımlanan araştırma da çeşitli bitkisel gıdalarla beslenen bebeklerin daha iyi bir bağırsak mikrobiyomu geliştirdiğini, bunun da ileride daha sağlıklı olmak ve hastalıklara karşı direnç için temel oluşturduğunu ortaya koyuyor.

Carnivore diyetini savunan ve sosyal medya etkisine kapılan ebeveynler, bu tür beslenmenin biyolojik olarak uygun olduğunu savunabiliyor. Ancak bu görüş aslında kanıt temelli pediatrik beslenme rehberleriyle çelişiyor. Et ağırlıklı diyet, bebekler için faydalı olabilir ama mutlaka bitkisel besinlerle desteklenmeli. Yalnızca etle beslenmenin ileride yüksek inflamasyon, kalp hastalığı, diyabet ve obezite gibi risklere zemin hazırlayabileceğine dair araştırmalar da var. Aynı zamanda yüksek protein ve hayvansal gıda uzun vadede böbrekler için de risk faktörü olabiliyor.

BEBEKLERDE BESLENME ÇEŞİTLİLİĞİ

Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri ( CDC ) gibi sağlık otoriteleri 12-24 aylık beslenmede meyve, sebze, tam tahıl, süt ürünleri ve çeşitli protein kaynaklarını içeren dengeli bir beslenme planınını öneriyor. Bu da aslında ileride sağlıklı beslenme alışkanlığı kazanmanın temelini oluşturuyor. Et temelli diyetin aksine geniş besin çeşitliliği olan rengârenk beslenme bağırsak mikrobiyomunun sağlıklı gelişimini destekler. Aynı zamanda tat ve doku çeşitliliğini deneyimleyerek ileride seçici yeme alışkanlığını önler. Antioksidan, lif, potasyum ve polifenoller gibi bitkisel besin bileşenleri açısından da önem taşıyor.

VERİLERLE ÇELİŞİYOR

2024 yılında dünya nüfusunun yüzde 8.2'si yani yaklaşık 673 milyon kişi açlıkla mücadele etti. Bu oran 2023'te yüzde 8.5, 2022'de ise yüzde 8.7 düzeyindeydi. Dünyada milyonlarca çocuk, her gün, açlıkla mücadele etmek zorunda. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre yetersiz beslenmenin yılda 2.7 milyon çocuk ölümüyle veya tüm çocuk ölümlerinin yüzde 45'iyle ilişkili olduğu tahmin ediliyor. UNICEF verilerine göre ise 2025 yılında en az 14 milyon çocuk beslenme hizmetlerinde yaşanacak aksamalardan etkilenecek.