Bağırsak ve beyin arasındaki gizli hat

Günümüzde sağlığı konuşurken beslenme, egzersiz ve uyku üçlüsü eminim aklınıza ilk gelenler arasındadır. Ancak yapılan son çalışmalar, vücudumuzda sessiz ama etkili başka bir iletişim hattı olduğunu gösteriyor, o da bağırsak ve beyin ekseni. Bu eksen yalnızca ne yediğinizi değil, nasıl hissettiğinizi, ruh hâlinizi ve hatta kararlarınızı bile etkileyebiliyor. Konu ile ilgili birçok araştırmayı sizlerle daha önce paylaşmıştım. Geçtiğimiz günlerde Duke Üniversitesi'nde yapılan ilgi çekici bir araştırma ise bağırsaklarımızda sinir sistemiyle doğrudan 'konuşan' özel hücreler keşfedildiğini ve bağırsak bakterilerinin ruh hâlimiz üzerindeki etkisini bir kez daha gözler önüne seriyor. Üstelik bu iletişim ağı hormonlarımızdan biri olan östrojenle de yakından bağlantılı. Yani bağırsaklarınızda olanlar, düşündüğünüzden çok daha fazlasını şekillendiriyor olabilir.

Nörobiyotik duyu

Nature dergisinde geçtiğimiz günlerde yayımlanan çalışmada araştırmacılar, kalın bağırsağın epitel hücrelerinde yer alan ve neuropod adı verilen küçük alıcı hücreler keşfetmişler. Bu hücreler, bağırsak bakterilerinin ürettiği flagellin adlı proteini tespit ederek vagus siniri aracılığıyla beyne hızlıca "Yeter, doyduk" şeklinde bir sinyal gönderiyor. Bu sistem, sadece sindirimle ilgili değil iştah, ruh hâli ve davranış üzerinde de doğrudan etkili olabilecek bir iletişim hattını ortaya koyuyor. Örneğin yapılan deneylerde, kolonlara flagellin verilenlerin daha az yediği gözlemlenirken, ruh hâli ve davranış üzerinde de değişiklikler gözlemlenmiş. Bu araştırma bağırsak bakterilerinin sadece sindirim değil, davranış ve psikoloji üzerinde de doğrudan etkili olabileceğini bir kez daha gösteriyor.

Hormonal dengeden mikrobiyoma köprü

Bir diğer önemli ilişki ise östrojen hormonuyla bağırsak sağlığı arasındaki dengede yatıyor. Östrojen, sadece üreme sistemiyle değil bağışıklık yanıtları, mikrofloranın çeşitliliği ve inflamasyon üzerinde de etkili. Östrojen dengesi bozulduğunda bağırsaktaki faydalı bakteri popülasyonu azalabiliyor, bu da inflamasyonun artmasına ve ruh hâlinin olumsuz etkilenmesine yol açabiliyor. Östrojen metabolizması ise bazı bakteri türlerinin enzimatik aktiviteleriyle etkileniyor, bu da hormon dengesini doğrudan etkileyebiliyor. Dolayısıyla hormonal dengenin korunması sadece üreme sağlığı açısından değil, bağırsak-mikrobiyom ve ruh hâli bütünlüğü açısından da kritik. Bunu bir döngü olarak da düşünebilirsiniz. Östrojen hormonu karaciğer tarafından metabolize edilir. Ancak bağırsakta bulunan bazı bakteriler bu bağlı östrojen moleküllerini yeniden aktif hâle getirip kana geri emilmesini sağlayabilir, bir miktarı ise dışkı ile atılır. Bağırsak florası dengesiz veya lif alımı yetersiz olduğunda bu süreç artabilir, kanda östrojen seviyeleri beklenenden yüksek kalabilir ve bu da hormonal dengesizliklere yol açabilir. Bu nedenle liften zengin beslenme, prebiyotik-probiyotik desteği ve bağırsak bariyerinin korunması, hormon sağlığının da korunmasına yardımcı olur. Hormon ve bağırsak sağlığını korumak için beşadım;