Erol Keskin'i anarken

Tiyatromuzun usta sanatçısı Erol Keskin 18 Mayıs 2021'de ayrıldı aramızdan. Çabuk akıyor zaman. Bir yıl geçti bile Vefatının birinci yılında, kendisine selam ediyorum ve biraz gerilere gidiyorum: 2008 yılında, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti etkinlikleri kapsamında İstanbul Üniversiteleri Tiyatro Şenliği'ni düzenlemiştik. Geçmiş günlerin gençlik festivallerini düşünerek başlattığım ve süreklilik kazanmasını istediğim bir kültür sanat olayıydı bu. Bilindiği gibi, 2009'da Türkiye Üniversiteleri Tiyatro Şenliği ve 2010'da Avrupa Üniversiteleri Tiyatro Şenliği yapıldı. Ben, 2010'a gelmeden istifamı vermiş, ajanstan ayrılmıştım. Her üç şenlik de başarılı olmuş ama ne yazık ki olay süreklilik kazanamamış ve 2010'da son nokta konmuştu. Hoş, bu koşullarda, gençlerin soluk alıp vermelerinin her yıl giderek daha da zorlaştığı, baskının tırmandığı, özgürlüklerin kısıtlandığı ülke hallerinde ne nasıl olurdu o da ayrı bir konu! BİR SEMPOZYUMUN ÇAĞRIŞTIRDIKLARIYine İstanbul Üniversiteleri Tiyatro Şenliği'ne dönmek ve bu kapsamda düzenlenen "İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu Sempozyumu" üzerinden yol almak istiyorum. Kimler yoktu ki o sempozyumda: Atila Alpöge, Ayla Algan, Beklan Algan, Erol Günaydın ve Erol Keskin Henüz dijitalleşmediğimiz günlerden önemli bir anı olarak yeniden izledim o buluşmanın kıymetli kasetini. Hepsi birer Baltacıoğlu hayranı, hepsi birer deniz derya, hepsi esprili, umutlu ve bir o kadar da bilgili... Geleneksel gösterilerden günümüz tiyatro anlayışına uzanan konuşmaları tiyatro belleğimize önemli bir katkı Son derece de keyifli ve yararlı bir sohbet. Sevgili Erol Keskin, her zamanki ciddiyetiyle sesleniyor kalabalık salona: "Oyunculuk bilinç işidir. Oyunculuk üretmek demektir. Oyuncu ürettiğini, ortaya koyduğunu kendi varlığından, bedeninden ayıramaz" diyor. Renkli örneklerle altını çiziyor sözlerinin. "İzleyici" ile "seyirci" arasındaki ayırıma değiniyor: "Oyun izlenmez, seyredilir" diyor. "Sen seyir halinde bir gemiye bindiğinde onunla birlikte seyredersin. İzlemek işi geminin arkasına bağlı bir küçük sandalda olur ancak. Oyun bir yolculuktur. Günlük yaşamın ötesinde seyretmek durumudur söz konusu olan" TİYATRO DERİN BİR DENİZTiyatro, her yönüyle Erol Keskin'in içinde yıllarca keyifle yüzdüğü derin bir denizdi. Disiplinli bir sanatçı ve alanına her yönüyle hâkim bir hocaydı. Pek çok öğrenci yetiştirdi Eskişehir Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı'nda, Şehir Tiyatrosu Tiyatro Araştırmaları Laboratuvarı TAL'da, Akademi İstanbul'da, Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nde, Sadri Alışık Kültür Merkezi'ndeDormen Tiyatrosu'ndan İstanbul