Güneşli Pazartesiler

Gündem ışık, ampul, aydınlıkkaranlık, emekçi hakları olunca, akış serisinde bu haftayı 2002 İspanya yapımı Güneşli Pazartesiler adlı nefis filme ayırmak zorunluluğu doğdu.İspanya'nın Vigo şehrinde tersane işçileri, artan maliyetler gerekçe gösterilerek işten çıkarılmıştır. Tersane sökülecek, gemiler Asya'da daha ucuza imal ettirilecek, bu arada tersanenin değerli arazisinde de lüks konutlar yükselecektir. Hazırlıklar bu yöndedir.Sanırım tanıdık gelmiştir. Maliyetler artınca fatura önce emekçinin sırtına yüklenir. Ardından da kolay ve spekülatif kazancın kapısı, etrafında canlandırdığı tüm sektörlerle birlikte inşaat sektörüne açılacak şekilde dikilir.İşçiler direnmiştir fakat yetmemiştir. Diğer yandan, Javier Bardem'in mimikleriyle her duyguyu bize yaşatacak şekilde canlandırdığı Santa karakteri, ki o da işten çıkarılmıştır, protestolar sırasında sokak lambasını kırmış, bu yüzden mahkemelik olmuş ve tazminat ödemeye mahkûm edilmiştir. Yani fatura iki kez emekçiye çıkarılmıştır.İlginçtir; son üç yazıda bir katalizör olarak "borç ve borçluluk" olgusunun etkisindeki filmlere değinmiştim. Bu kez "lamba", "ışık" olgusunun bir katalizör olarak sık sık karşımıza çıktığı bir film var. Santa, uğradığı haksızlığın yanında bir de öfkeyle kırdığı lambanın parasını ödemek zorunda bırakılmasını gururuna yedirememektedir. En sonunda borçla harçla, arkadaşlarının ısrarıyla tazminatı öder fakat ardından lambayı yeniden kırar. Lamba burada, sermaye ile işçi sınıfı arasındaki mücadelede bir "ahlaki" gösterene dönüşür.LAMBABuna karşın lamba ve ışık, kaybedenler kulübünün üyesi haline gelen dostlar arasındaki ilişkilerde de karşımıza çıkar. Örneğin eşi tarafından terk edilen ve derbeder bir hayat yaşayan ihtiyar Amador, arkadaşlarıyla vakit öldürdüğü mekânın tuvaletindeki ışığı kapatmak için düğme arar bir sahnede. Bulamaz, artık otomatiktir. Santa bir gece Amador'un evine gider, ortalık dağınıktır, Amador'un gerçek yaşamıyla karşılaşır. Onu yatırır, çıkarken Amador uyarır: "Işığı söndür." Santa ışığı söndürür.Bir başka gecede, Amador'un cansız bedeniyle, yanıp sönen bir ampule doğru başını kaldırınca karşılaşır Santa. Ölümü haber veren de lambadır. Ve Amador'un cenazesinde de ışığı yine Santa söndürür. Uğradığı haksızlık karşısında bir "mal" olarak lambaya zarar veren de gündelik hayatında ışığı gönüllüce söndüren de Santa'dır. Santa'nın ve arkadaşlarının "ahlaki ekonomisi", ışık ve lamba aracılığıyla aktarılmaktadır öyleyse. Santa'nın hem egemen sınıfla hem de ezilenlerle arasındaki ilişkide lambaışık, sembolik bir gösteren işlevi taşımaktadır.Işıkla, ampulle, lambayla kurulan bu ilişkiyi, insanın insana, doğaya, yaşama yabancılaşması sürecinin son noktası olan kapitalist çalışma ve sömürü düzeninin karşısında, pazartesi sendromlarının olmadığı, akışı bizzat emekçilerin kısa bir süre için bile olsa sekteye