Yıllar sonra aynı melodi ile başlayan dostluk

İKLİM Tamkan'ı İzmir'den tanırım.

Onun müzikal yolculuğunu en iyi bilenlerdenim.

Viyana'da, ardından Graz Müzik ve Sahne Sanatları Üniversitesi'nde aldığı eğitimle klasik müziğin disiplinini öğrendi; ama ruhunu hep bu toprakların melodilerinden aldı.

İtalya'dan İsviçre'ye, Slovenya'dan Polonya'ya uzanan konserlerinde hep aynı şeyi fark ettim.

İklim, sahnede yalnızca notaları değil, bir birlikte yaşama fikrini savunuyor.

Senem Demircioğlu'yla sahneledikleri "Şiirli Şarkılar" projesinde bunu görmüştüm.

Fazıl Say'ın prodüktörlüğünü üstlendiği "İlk Atlas" da aynı çizginin ürünüydü.

Şimdi ise Ermeni besteci Arno Babajanian'ın "Elegie" adlı eserine getirdiği yorumla aynı mesajı farklı bir dilden söylüyor.

Müzik, geçmişle sessiz bir diyaloğun en sade hâlidir.

Haberin Devamı

BELLEKTE BİR KÖPRÜYE DÖNÜŞTÜ

İklim Tamkan, Elegieyi ilk kez Diyarbakır ve Batman konserlerinde seslendirdi.

Sonra bu ezgiyi bir Ermeni dostuna dinlettiğinde şu soru geldi.

"Sen bu ezgiyi nereden biliyorsun"

O soru, bir dostluğun kapısını açtı.

Tamkan, bu tanışıklık sayesinde Dink ve Tovmasyan aileleriyle buluştu.

Onlarca yıldır bu eseri yalnızca oğlunun yorumundan dinleyen yazar Takuhi Tovmasyan, yıllar sonra aynı melodiyi İklim Tamkan'ın piyanoda yeniden hayat verdiği haliyle dinlediğinde çok etkilenmiş.

Evin salonunda, bir aile sofrasında çalınan o kayıt, bellekte bir köprüye dönüşmüş.

Kayıt kapağındaki fotoğraf da o anıyı anlatıyor.

Bir sofranın etrafında toplanmış insanlar...

Yalnızca bir aile değil, bir arada yaşamanın hâlâ mümkün olduğuna inanan bir topluluk.

KALICI BİR BARIŞA TUTUNMAK

Babajanian'ın Elegiesi, 18. yüzyılın ozanı Sayat Nova'nın halk ezgilerinden besleniyor.

Besteci, yakın dostu Aram Khachaturian'ın anısına yazmış bu eseri.

Bir yönüyle yas; diğer yönüyle direnç.

Haberin Devamı

İklim Tamkan, "Hafızayla yüzleşmek, geçmişi unutmak değil; acının içinden geçerek kalıcı bir barışa tutunmaktır" diyor.

Ne süs var bu icrada ne dramatik bir abartı.

Sade, ama derin.

Sessiz ama güçlü.

BİR MEKÂN BİR HAFIZA BİR ÇAĞRI

Klibin Beşiktaş Surp Asdvadzadzin Ermeni Kilisesi'nde çekilmesi de tesadüf değil.

İklim, mekânın tarihine, mimar Garabet Amira Balyan'ın mirasına saygı duruşu niteliğinde bir
seçim yapmış.

Kapak fotoğrafı ise Tovmasyan ailesinin evinde, bir sofra başında çekilmiş.

O kare, sanatçının anlatmak istediğini özetliyor.

Hatırlamak, paylaşmak, bir arada olmak...

BİRLİKTE YAŞAMA İDEALİ HEP VAR

İklim Tamkan'a göre müzik birlikte yaşamanın dili.

Haberin Devamı

"Bu eser, müziğin diliyle hoşgörünün, barışın ve bir arada yaşamanın zenginliğini dile getiriyor. Barış uğruna emek vermiş, hatıraları yaşayan insanların anısına ithaf ettim" diyor.

Türkiye'nin çok sesli kültürüne inanmış herkes için bir çağrı.

TESADÜFLERİN ÖTESİNDE BİR ANLAMI VAR

İklim Tamkan diyor ki... "Müziğin insanlar ve hikâyeler arasında nasıl görünmez köprüler kurduğunu gördüm. Takuhi Tovmasyan ve ailesiyle tanışmam, dedemin yıllar önce anneme hediye ettiği bir kitabın gizli bağını keşfetmem, tüm bunlar tesadüflerin ötesinde bir anlam taşıyordu. Müziğin beni bir topluluğun parçası yapma, beni kendi ailelerinden biri gibi sahiplenen bir dostluk halkasına dâhil etme gücünü gördüm. Bu, bir sanatçı için paha biçilmez bir histir. Bu karşılaşma bana gösterdi ki müzik, ortak bir hafızanın, ortak bir umudun taşıyıcısı olduğunda, insanları en beklenmedik anlarda bir araya getirebilen büyülü bir dildir. Bu proje, o karşılaşmalar sayesinde kişisel bir kayıttan çıkıp dayanışmanın ve dostluğun bir sembolüne dönüştü."