Yıkmak değil akıllıca yeniden yapmak
İstanbul sallanmasaydı belki depremi yine bu kadar konuşmayacaktık. Oysa Anadolu'nun tamamı büyük bir fayın üstünde oturuyor.
Türkiye gibi büyük bir ülkenin problemleri de büyük olur.
Ama bazı problemler vardır ki onları seçimden seçime, felaketten felakete konuşamazsınız.
Çünkü onlar her gün altınızda yaşayan bir gerçektir.
Deprem, o problemlerden biri.
Türkiye'de kentsel dönüşüm denince hâlâ çoğumuzun aklına şu geliyor.
Yıkalım, yeniden yapalım.
Ve sonra ne oluyor
Bir binayı yıkıyoruz. Aynı sokağa, aynı altyapıya, aynı düzende bir tane daha, ama bu sefer "daha yeni" bir bina dikiyoruz.
Yani aslında aynı hikayeyi başka bir makyajla tekrar ediyoruz.
Oysa ihtiyaç duyduğumuz şey bu değil.
Türkiye'nin ihtiyacı olan dönüşüm.
Gerçekten akıllı, dirençli ve yaşanabilir şehirler kurmak zorundayız.
Yeni yollarıyla, toplu taşımasıyla, yeşil alanlarıyla; yalnızca "sağlam bina" değil, yeni bir şehir kültürü de yaratmalıyız.
Bu mümkün mü
Evet, mümkün.
İyi örnekler var.
Haberin DevamıBazı belediyeler gerçekten doğru işler yapıyor.
Bazı mimarlar, sadece "kat hesabı" değil, insana göre yaşam alanı düşünüyor.
Ama mesele bu iyi örneklerin istisna kalması değil,
yeni standart haline gelmesi.
Japonya'yı örnek veriyoruz hep.
Ama kimse geceyi parklarda geçirmiyor. Okullar tatil olmuyor.
Cep telefonları susmuyor.
Çünkü Japonya, depreme karşı sadece bina değil, bir yaşam felsefesi inşa etti.
Türkiye de bunu yapabilir.
Ama önce zihniyeti dönüştürmeli.
Yıkmakla övünmek yerine, doğruyu yeniden kurmakla gurur duymalıyız.
Kentsel dönüşüm bir inşaat meselesi değil.
Bir uygarlık projesidir.
Ve artık biz, bu ülkenin geleceğini müteahhit hesaplarıyla değil, şehir aklıyla planlamalıyız.
Aklıyla konuşan bir şehir olmak
İzmir'de Ekonomik Kalkınma Koordinasyon Kurulu toplandı.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, şöyle dedi.
"Bir buçuk yıl içinde mevcut kentsel dönüşüm projelerini tamamlayacağız. Yeni projeleri de başlatıyoruz."
İzmir şunu söylüyor.
"Tamamlayacağız."
Ve sadece dönüşüm değil, aynı zamanda yeni bir şehir aklı kurma hedefi var.
Haberin DevamıCemil Tugay, sadece binaları dönüştürmekten söz etmiyor.
Aynı zamanda karbon ayak izini azaltmaktan, iklim nötr bir şehir olmaktan söz ediyor.
"5 yıl içinde karbon nötr olabiliriz."
Bu cümleyi Türkiye'de belediye başkanlarından duymak umut verici.
İzmir Planlama Ajansı Misyon Kent Aksiyon Laboratuvarı kuruyor.
Avrupa Birliği hedefleriyle eşgüdüm içinde ilerleniyor.
Yani bu kez sadece "iyi niyet" değil, ölçülebilir hedefler var.
Ve bir not daha
Başkan sadece belediyeye seslenmedi.
Sanayiciye, üreticiye, çiftçiye, vatandaşa da sorumluluk çağrısı yaptı.
Çünkü bu sadece belediyenin değil, hepimizin meselesi.
Gerçekten 2030'a kadar karbon nötr bir şehir haline gelirse; sadece İzmir'in değil, Türkiye'nin şehircilik tarihinde bir dönüm noktası olur.
Haberin DevamıVe işte o gün, İzmir yalnızca deniziyle, boyozuyla, gün batımıyla değil; aklıyla da konuşulan bir şehir olur.
Kentli olmak kentle bütünleşmek
Bir şehirle sadece içinde yaşayarak değil, onunla birlikte düşünerek yaşanır.
Kentin sesine kulak ver.
Her şehir sabah başka sesle uyanır. Martıysa denizdir, vapursa tarih...Duymayı bil.
Yürüyebileceğin mesafeye araba alma.
Kent, adım attıkça senin olur. Tekerlekle değil, ayakla tanırsın.
Parkta oturmak zorunda değilsin. Ama oturursan kentle konuşursun.
Bir bankta 10 dakika otur. Etrafına bak. Şehir sana bir şey anlatır.
Çöplerinle değil, gölgenle iz bırak.
Bir ağacın altına oturduysan, kalkarken teşekkür et.