ŞU yangınlar meselesini artık gerçekten masaya yatırmamız gerekiyor.

Ve mesele artık sadece Türkiye'nin değil.

Avrupa kavruluyor. 45 dereceyi gören şehirler var. Orman yangını haritaları her sabah güncelleniyor.

Ama en çok dikkatimi çeken şu: 2025 Temmuz'u, istatistiklere göre tarihte ölçülen en sıcak temmuz oldu.

Peki, bu ne demek

Bu, iklim krizinin artık başlık değil, gerçeklik olduğunu gösteriyor.

Yıllardır ertelenen kararların şimdi bizim peşimize düştüğünü gösteriyor.

Yani istediğiniz kadar donanımlı bir afet merkezi kurun yine yetmiyor, farkındalığın artması gerekiyor.

Copernicus verilerine göre Türkiye bu yıl kayıtlardaki en yüksek yangın emisyonuna ulaştı.

Sadece Yunanistan, İspanya, İngiltere değil…

Türkiye de artık Akdeniz yangın kuşağının merkezinde.

Sadece doğa yanmıyor, gelecek de yanıyor.

Ve acı olan şu, bu yangınların çoğu önlenebilir.

Ot temizliği yapılmayan araziler, ihmal edilmiş kırsal alanlar, caydırıcı olmayan cezalar, ortak aklın eksikliği…

Türkiye'de yangınların çoğunun çıkış nedeni insan, ihmal, tedbirsizlik, umursamazlık.

Ve tam da bu yüzden, artık 'tek bir kuru ot bile kalmamalı' dediğimiz bir eşiğe geldik.

Çünkü kriz artık havadan su sıkarak çözülecek bir mesele değil.

Öncesi planlanmalı.

Yerel yönetimler, köylüler, tarım alanı sahipleri, tatil bölgelerinde yazlık sahipleri, herkesin ortak sorumluluğu var.

Bu konu siyaset üstü olmalı.

Yazın yaşananlar önümüzdeki yılların provasıdır.

O yüzden bu iş artık gönüllülük değil, zorunluluk meselesidir.

Yasalar, cezalar, kampanyalar, farkındalık, eğitim, teknoloji, hepsi bir arada çalışmalı.

Farkındalığı artırmak çözümün büyük parçası

BODRUM'daki, Çeşme'deki turizmci arkadaşlarımla konuştum.

Yangınların olduğu haftalarda rezervasyonlarda dramatik düşüşler olmuş, işletmeler boş kalmış.

Zaten Çeşme gibi sezonu kısa olan yerlerde iki haftalık boşluklar turizme çok olumsuz katkılar yapıyor.

Her şeyi bir bütün olarak düşünmek zorundayız.

Yani konu sadece yangın değil…

Bir haber insanları etkiliyor, günlük hayatı durduruyor.

Çeşme'de otobanın bile kapandığı günlerden sonra insanların programlarını ertelemesi çok doğal.

O yüzden bu farkındalık kampanyalarını daha güçlü yapmamız gerekiyor.

Bu sıcaklar hepimizi yordu

GENELLİKLE soğuk ve sıcaktan etkilenmem.

Daha doğrusu vücudum hızlı adapte olur.

Ama bu yıl sıcaklar beni de etkiledi.

Mümkün olduğum kadar dışarı çıkmamaya çalıştım ama olmadı.

Çünkü klimalı ortamlar da bir süre sonra beni olumsuz etkiliyor.

Bir süre sonra her tarafımın tutulduğunu fark ediyorum.

Ama klimasız da olmuyor.

Eskiden, yani klimaların bu kadar yaygın olmadığı günlerde ne yapıyorduk hatırlamak bile istemiyorum.

Aslında gündüz sıcaklarını insan bir şekilde tolere ediyor da sıcaklar gece de devam edince enerjimiz daha da düşüyor.