Tercih artık Avrupa'nın

AVRUPA'da bir süredir sessiz sedasız büyüyen bir kriz var; kalifiye iş gücü açığı. Avrupa Komisyonu'nun son raporuna göre inşaat, ulaştırma, ticaret ve sağlık sektörlerinde nitelikli çalışan bulmak artık ciddi bir mesele. Hatta o kadar büyük bir mesele ki Avrupa Parlamentosu bu konuyu en öncelikli gündemlerinden biri haline getirdi.

Bütün bu tartışmaların ortasında, çözüm için herkesin konuştuğu ama bir türlü adım atmadığı bir gerçek var; o da Türkiye'nin tam üyeliği...

Öyle ya Avrupa Birliği her ne kadar yıllardır Türkiye'yi oyalasa da bugün Avrupa'nın en büyük derdi olan iş gücü açığını kapatacak en güçlü aday Türkiye.

Türkiye genç bir ülke. Avrupa'nın 2050'ye kadar her yıl 1 milyon iş gücü kaybedeceği öngörülüyor.

Türkiye, Avrupa'nın ihtiyacı olan alanlarda hem tecrübeli, hem de eğitimli bir iş gücüne sahip.

Kültürel ve coğrafi avantajlar var. Avrupa ile tarihsel bağları güçlü olan Türkiye, hem adaptasyon açısından hem de ulaşım açısından en uygun kaynak.

Dijital dönüşüm, ekolojik dönüşüm, demografik kriz... Avrupa'nın üst üste binen sorunları var. Türkiye ise bu sorunlara çözüm sunabilecek en mantıklı ülke.

Haberin Devamı

Avrupa bunu biliyor ama görmek istemiyor.

Bugüne kadar Türkiye'nin AB üyeliği hep siyasi bahanelerle ertelendi. Oysa artık mesele siyaset değil, Avrupa'nın geleceği olduğu için Avrupa ile Türkiye arasında çok farklı bir dönem yaşanabilir. Avrupa rekabet gücünü korumak istiyorsa, iş gücü krizine çözüm üretmek zorunda. Ve bu çözüm Türkiye'den başka hiçbir yerde yok.

Avrupa Birliği ya Türkiye ile işbirliği yapacak ve güçlenecek... Ya da iş gücü krizinde boğulacak.

Tercih artık Avrupa'nın...

Türkiye Avrupa'ya lazım

AVRUPA Birliği kendine geliyor.

Görmüş ki yaşlanıyor...

Genç yetenekleri kaybediyor...

Ve dünya devleri; Çin, Hindistan, Arap ülkeleri yetenek savaşında AB'yi geride bırakıyor.

Peki çözüm ne

"Beceri Birliği" dedikleri yeni bir proje...

AB diyor ki:

"Mesleki eğitime yatırım yapacağım."

"Gençleri yeniden eğiteceğim."

"Öğrencileri ve çalışanları AB içinde daha hareketli hale getireceğim."

Haberin Devamı

Ve en önemlisi; "dünyanın en iyi yeteneklerini buraya çekeceğim."

Bütün bunları yaparken de Erasmus programını güçlendirecek, vize süreçlerini kolaylaştıracak, şirketlere işsizleri eğitme teşviği verecek.

Özetle AB, "Ben küresel yetenek pazarında güçlü bir oyuncu olmak istiyorum" diyor.

Adını ne koyarsanız koyun Avrupa, "Beceri Birliği" demiş.

Türkiye başka bir şey der.

Ama Avrupalılar gibi yavaş hareket etmeden; Türkiye bu programları çok daha hızlı yapabilir.

Yine de söyleyeyim.

Türkiye Avrupa'ya lazım.

Kırık kalpler durağında inecek var

GENE Hackman ve eşi Betsy Arakawa...

Birlikte bir ömür geçirmiş bir çift... Ve şimdi, birkaç saat arayla gelen iki ölüm.

Haberin Devamı

Tıp dünyasında buna "kırık kalp sendromu" diyorlar.

Bu, insan kalbinin ve duyguların bilimin bile tam olarak açıklayamadığı bir hikâyesi.

Hikâyeye bakalım...

İlk önce Gene Hackman'ın kalbi duruyor. Yıllardır kalp hastalığıyla mücadele ediyor.

Ama asıl alışılmadık olan şey şu; kısa süre sonra, eşi de hayatını kaybediyor.

Uzmanlar iki ihtimal üzerinde duruyor.

Betsy, Gene'in cansız bedenini buluyor ve kalbi buna dayanamıyor.

Gene, önce eşini kaybediyor ve ardından acıya dayanamayarak onun peşinden gidiyor.

Tıp dünyası, "kırık kalp sendromu" diye bir şey olduğunu kabul ediyor.

Şiddetli bir stres, büyük bir kayıp... Ve kalbin bir anda pes etmesi.