SADECE İzmir'de değil, birçok belediyede iş bırakmalara tanıklık ediyoruz.
Son gelişme Buca'da…
200 bin TL'yi geçen alacaklarından dolayı iş bırakan Genel İş Üyesi Buca Belediyesi işçilerinin belediye binasında başlatmış olduğu işgal günlerdir devam ediyor.
Sendika en az iki maaş yatana kadar eylemlerini sürdüreceklerini söylüyor.
Görüşmelerden sonuç çıkmadı ve eylemler devam ediyor.
Bu arada Buca'nın sokaklarında çöpler toplanmıyor, bazı hizmetler de aksıyor.
İzliyoruz, duyuyoruz.
Birçok belediyede benzer bir durum var.
Maaşların 2-3 ay geriden geldiğini söyleniyor.
Hangi kurum olursa olsun, işe alımlarda çok dikkatli olmak gerekiyor.
Bu yaşananlar geçmişte verilmiş yanlış kararların bir sonucudur.
Bu konuda çok kez yazdım.
Bir şehri durdurmak kolaydır ama çare de bu değildir.
Tekrarlamak istiyorum.
***
Sendikalara, sendikalaşmaya karşı değilim. Olmam da...
Haberin DevamıAncak İzmir'de asılan grev pankartlarına bakarken aklım ikiye bölünüyor.
Bir tarafım, sendikanın hak arama mücadelesine saygı duyuyor.
Ama diğer yanım, yaşadığımız çağın getirdiği yeni denklemi görüyor.
Haklılar mı Evet.
Ama sendikaların da sorması gereken bir soru var.
Bugün sendikacılık sadece ücret pazarlığı mıdır
Artık sendikalar sadece 'daha fazla ücret' için değil, 'daha sürdürülebilir bir çalışma yaşamı' için de masaya oturmalı.
İşin geleceği, teknolojik dönüşüm, dijital haklar, esnek ama güvenceli çalışma gibi konular da artık sendikal alanın içinde olmalı.
Bu çağda grev sadece bir pankart değil.
Aynı zamanda kamusal hayatın tüm dengelerini etkileyen bir karardır.
Bir şehri durdurmak kolay.
Ama o şehirde her gün çocuklarını okula götürmek zorunda olan bir annenin hayatını aksatmak…
Hasta çocuğuyla hastaneye yetişmeye çalışan bir babayı zor durumda bırakmak…
O şehre hizmet eden tüm emekçilerin sesini kamuoyunda duyurmaktan çok, başka bir tepkiye neden olabilir.
***
Evet, böyle düşünmeye devam ediyorum.
Ve diyorum ki:
Belediyelerde yeni bir anlayışa ihtiyaç var.
Bu durum sürdürülebilir değil.
Ama sendikalar için de bu söylediklerim geçerli.
Büyükşehirler kalabalık çözümler de zorlaşıyor
BİR şey daha var tabii…
Haberin DevamıBizim büyük şehirlerimiz gerçekten büyük.
Avrupa'da 2 milyonu geçen şehir sayısı o kadar az ki!
Almanya'da, Fransa'da bile böyle kalabalık şehirler yok.
Böyle olunca sorunlara çözüm bulmak da daha kolay.
Şehirlerin nüfusu artınca yönetmek de zorlaşıyor.
Ne yol yetiyor ne de su…
Altyapı yatırımı yapsanız da yetişemiyorsunuz.
Çünkü yaptıklarınız da eskiyor ve bir kısırdöngünün içine giriyorsunuz.
Sonuç olarak:
İstanbul'u, Ankara'yı, İzmir'i yönetmek zor.
Bugün artık Anadolu'da bile 2 milyonun üzerinde çok sayıda şehir var.
Ve her gittiğimde benzer sorunlar karşıma çıkıyor.
Korkarım, yakın bir gelecekte üç büyük şehrin yaşadıklarını onlar da yaşamaya başlayacak.
Haberin Devamı