Kruvaziyerde yeni bir hikaye lazım

2025'in ilk dokuz ayı Türkiye kruvaziyer turizmi açısından tarihi bir dönem oldu.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı verilerine göre bin 75 gemi limanlarımıza yanaştı, 1 milyon 710 bin yolcu ülkeye giriş yaptı.

Bu rakam, Türkiye'nin kruvaziyer turizminde bugüne kadar ulaştığı en yüksek seviyelerden biri.

Ama bu başarı tablosunda bir istisna var; o da İzmir.

Geçen yılın ocak–ekim döneminde İzmir Alsancak Limanı'na 56 kruvaziyer gemisi gelmişti.

Bu gemilerle birlikte 153 bin 369 yolcu kente adım atmıştı.

Bu yıl aynı dönemde gemi sayısı 39'a, yolcu sayısı ise 65 bin 960'a düştü.

Yani tablo net.

Gemiler artıyor, Türkiye rekor kırıyor ama İzmir payını kaybediyor.

Aynı dönemde Kuşadası Limanı'na gelen gemi sayısı 501'den 574'e, yolcu sayısı 791 binden 879 bine çıktı.

Haberin Devamı

Çeşme de hafif bir artışla 56 bin yolcuyu geçti.

İzmir, kruvaziyer liginde geriye düşüyor.

TÜRSAB İzmir BTK Başkanı Hakkı Karadeveci durumu şöyle özetliyor.

"İzmir hem tarihi hem kültürel zenginliğiyle kruvaziyer yolcuları için önemli bir destinasyon olma potansiyeline sahip. Ancak bu potansiyeli sürdürülebilir biçimde artırmak için liman altyapısının güçlendirilmesi ve tanıtım çalışmalarının artırılması gerekiyor."

Sorun yalnızca altyapı değil.

Asıl eksik, strateji eksikliği.

Kuşadası, özel işletme olması sayesinde bu işi bir "ticari diplomasi" olarak yürütüyor.

İstanbul da Galataport yatırımıyla öne geçti.

İzmir'in de daha görünür olması şart.

2013 yılı, Türkiye kruvaziyer turizmi için altın yıldı.

2 milyon 250 bin yolcu gelmişti.

İzmir, o yıl 506 bin turist ağırlamıştı.

Türkiye genelinde rakamlar toparlanıyor, gemiler geri dönüyor.

Ve bu yeni dönemde İzmir(in de bir atak yapması şart.

Artık sadece "liman altyapısı" demek yetmez.

Kruvaziyer turizmi, bir şehir vizyonu meselesidir.

İzmir'in yeniden rekabete dönmesi için özel işletmecilik modeline geçmek gerekir.

Şehir ortak bir tanıtım ajansı kurabilir ya da mevcutlar üzerinden bir strateji geliştirebilir.

Uluslararası kruvaziyer birliklerinde aktif temsil sağlanmalı.

Haberin Devamı

Liman çevresi, kruvaziyer yolcusunun geçirdiği birkaç saatlik deneyimi unutulmaz kılacak şekilde tasarlanmalı.

Yapanlar kazandı.

Homeros yeniden bizim ozanımız

Troya Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Rüstem Aslan'ı uzun yıllardır tanırım.

Onun tutkusu toprağın hikayesini bugüne taşımaktır.

Şimdi o tutkuyu yeni bir kitapta topladı.

"Homeros, Yeni Başlayanlar İçin…"

Bu kitap, yalnızca antik bir ozanın dünyasını anlatmıyor; aynı zamanda bize, "Bu topraklarda kimlerin sesi yankılanıyor" sorusunu yeniden sorduruyor.

Yaklaşık 3 bin yıldır dünya edebiyatının kalbinde yer alan Homeros, savaşın, onurun, sabrın ve bilgelik arayışının sesi oldu.

Ama Prof. Aslan'ın bakışıyla o sadece Batı uygarlığının değil, Anadolu'nun da şairi.

Haberin Devamı

Kitap, İlyada ve Odysseia'yı anlatırken yalnızca destanlardan bahsetmiyor.

Her bir dizeyi kazıdan çıkan bir parça gibi ele alıyor.

Ve soruyor.

"Bu destanlar nerede doğdu, kimlerin hikayesiydi"

Homeros'un kimliğini tartışan yedi kent arasındaki mücadelede,

İzmir'in (antik Smyrna) nasıl öne çıktığını belgelerle, arkeolojik ve filolojik verilerle gösteriyor.

Sonuç net.

Homeros bir Ege ozanıdır.