İnciraltı üzerine birkaç soru daha
İnciraltı sadece İzmir'in değil; Türkiye'nin en değerli yerlerinden biri. Kentin içinde bir vaha gibi kalmış ender coğrafyalardan...
Bu yazıyı yazarken düşündüm.
Bir zamanlar İnciraltı, İzmirli için basit bir gezi yeriydi.
Ailece çıkılan pazar yürüyüşleri, bisiklet turları, denizin hemen kıyısında geçirilen güzel saatlerdi.
Yani "kentli" olmanın bir lüks değil, sade bir keyif olduğu günlerin mekanıydı.
Bugün ise o toprak, üzerinde milyonluk senaryoların yazıldığı bir dosya.
Kabul edelim...
Türkiye'de şehircilik bir planlama işi olmaktan çoktan çıktı.
İdeolojilerle, nüfuz savaşlarıyla, partiler arası gövde gösterilerine dönüştü.
Peki İnciraltı'nda kıyamet neden kopuyor
Çünkü bu sadece bir alan değil; toplumsal hafızanın da parçası.
İzmirlilerin bu bölgeye çocukluğunu, geçmişi, hatıraları da var.
Mesele, o toprağın üzerindeki hak kadar ve hatıraları da.
Haberin DevamıŞimdi bir de siyasi tabloya bakalım.
Bir CHP'li belediye başkanı çıkıp AK Parti'li bakanlığa teşekkür ediyor.
Yani aslında siyasette uzun süredir unuttuğumuz bir şey yaşanıyor.
Kavgasız bir mutabakat.
Normalde bunu alkışlamak gerekir.
Ama belki de normal karşılanması gereken bu davranış, bu kez partinin içinden eleştiriliyor.
TMMOB çok sert çıkıyor.
CHP tabanında da "Ne yapıyor bu başkan" sorusu yankılanıyor.
Yani bizim ülkemizde bir belediye başkanının teşekkür etmesi bile ideolojik bir sorun haline geliyor.
Birbirine teşekkür edenleri "taraf değiştirmekle" suçluyoruz.
İttifak demiyoruz, pazarlık sanıyoruz.
Oysa belki de en büyük sorunumuz bu.
Bir meseleye "İzmirli olarak" değil, "CHP'li mi, AKP'li mi" diye bakıyoruz.
Gelelim "planlama" meselesine...
Ben hala soruyorum.
İnciraltı'nda ne planlanıyor
Yani sadece "bina dikmek" mi
Yoksa bir yaşam modeli mi
Eğer mesele sadece yapılaşma ise bu müjde kısa sürer.
Ama mesele doğayla uyumlu bir kent yaşamıysa, işte o zaman İnciraltı hak ettiği değeri görür.
Bu ülkenin her şehrinde artık bir "kent kıyımı" hikayesi var.
Ama neden bir "başarılı kentleşme modeli" hikayemiz yok
Neden bir İnciraltı'yla dünyaya örnek olacak bir şehircilik anlatısı yaratmıyoruz
Bence bu sorulara cevap bulmanın da zamanı.
Haberin DevamıArtık şehirlerin yarışı var
Bir zamanlar ülkeler yarışırdı.
Bugün şehirler yarışıyor.
Ve bu yarış; nüfusla, bina sayısıyla ya da kaç AVM'niz olduğuyla ölçülmüyor. Artık başka kriterler var.
Yaşam kalitesi; sağlık altyapısı, yaratıcı ekonomi, iİklim duyarlılığı. Ve elbette; iyi yaşam...
Kopenhag bu yüzden önde; Barselona, Berlin, Viyana da öyle.
Çünkü sadece yaşanabilir şehirler değiller; aynı zamanda yaşanmak istenen şehirler.
Bana göre İzmir'in potansiyeli çok yüksek.
Ama potansiyel tek başına bir değer değil.
Eğer bir şehri "iyi yaşam" rotasına sokmazsanız, o potansiyel sadece bir güzel laf olur.
İzmir'in doğal güzelliği, ılıman iklimi, denizi, tarihi dokusu zaten hazır.
Ama artık bunlar yetmiyor.
Haberin DevamıBugünün şehri sadece estetikle değil, stratejiyle yönetiliyor.
Ve İzmir bu dili geç öğrenirse, yarışta geride kalır.
Çünkü dünya artık başka bir sayfada.
Bakın, insanlar artık ülke değil, şehir seçiyor.
Türkiye'ye gelen de İstanbul'a değil, "daha sakin, daha iyi bir yaşam sunan" şehirlere yöneliyor.
İzmir'in şansı var.
Ama bu şansı kullanmak için önce kendi iç kavgalarını aşması gerekiyor.
Kavga mı, vizyon mu
İzmir Ticaret Odası Başkanı Mahmut Özgener de İnciraltı'yla ilgili konuştu.
Özgener dedi ki...
"Sağlık turizminin, kentimizin nitelikli bir turizm modeli oluşturması ve sürdürülebilir yatırım çekebilmesine önemli katkı sunacağını düşünüyoruz. İnciraltı'nın bu vizyon doğrultusunda sağlık turizmine kazandırılmasını önemsediğimizi ve desteklediğimizi tekrarlamak istiyoruz."
Ben de aynı görüşteyim.
Haberin Devamı