İtiraf ediyorum
Bir doktorla teknoloji konuşmayı çok seviyorum.
Çünkü ona ne kadar robotik cerrahiden, yapay zeka destekli teşhis sistemlerinden bahsedilse de, olay sonunda hep insana dokunuyorlar.
Geçen gün Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Atilla Ayral'la konuştum.
Adını giydiniz.
Mesleğinde başarılı bir doktor, ama aynı zamanda kafasında şehrine dair iyi bir şeyler tutan bir entelektüel.
Ve şöyle dedi.
"İzmir'i sağlık teknolojileri konusunda bir üst haline getirelim. Dünyadaki rekabetleri incelediğimizde, sağlık serbest bölgelerinin bölgeleriyle, teknoloji üreten sağlık alanına yönelmesiyle bazı şehirler öne çıkıyor. İzmir neden bir sağlık teknolojisi üssü olabilir."
Yalnız klasik sağlık turizmi değil, "dijital ikiz" diye bir şeyden bahsediyor Ayral...
Nedir bu
Haberin DevamıSanayi analizlerinin artık bir üretim hattını kurmadan önce, sanal ortamda yapılan işlemleri yapılıyor, tüm veriler orada test ediliyordu.
İşte Atilla Ayral diyor ki.
"Hastaneler de dijital ikizlerini oluşturmalı. Hasta daha gelen, hizmeti orada görüntülenebilir. Enerjinin saklanması, hasta muayenesi, tedavi prosedürü, kişisel prosedürlerden modellenebilmeli."
Ve ekliyor.
"İzmir'de bu dönüşümde olabilir mi"
Neden olmasın
Zaten sağlıkta güçlü.
Üniversite hastaneleri, özel sağlık hizmetleri, termal kaynaklar, kaliteli hekim kadrosu
Ama eksik yok mu
Markalaşması, buna uygun bir hikayesi, gelecek planlaması
Doktor Ayral'ın fikri bu eksik üçlüyü tamamlayacak bir hamle olabilir.
Bir önerisi daha var.
Aralık ayında İZFAŞ bir sağlık turizmi fuarı düzenleyecek.
Diyor ki
"Bu fuara sağlıkta dijital dönüşüm başlıklı bir çalıştay ekleyelim."
Ve bununla yetinmiyor.
İzmir'in kardeş şehri Bremen'i de işin içine katalım diyor.
Yani Türkiye'nin bir sağlık inovasyon şehrine dönüşmesi için uluslararası diplomasiye, teknoloji transferine açık bir plan sunuyor.
Bugün Avrupa'da sağlık turizmi pazarının büyüklüğü 80 milyar doları geçmiş durumda.
Ve biz hala "Bizim doktorlarımız çok iyidir" diyerek o azarda niye düşük kaldığımızı anlamaya çalışıyoruz.
Ama yetmiyor.
Haberin DevamıSadece iyi olmak, artık yetmiyor.
Görünür olmak lazım. Akıllı olmak lazım. Fark yaratmak lazım.
Atilla Ayral'ın anlattığı sistem, tam da bu.
Ben size söyleyeyim.
Yakında bu şehre sağlık için değil, sağlık teknolojisini görmek için gelen yabancılar olacak.
Yeter ki bu projeye, "kağıt üstünde güzelmiş" deyip geçmeyelim.
Ve evet, doktorlara sadece teşhis koyan insanlar gözüyle değil, vizyon koyan insanlar olarak da bakalım.
İzmir, dijital bir ikiz yaratırsa
Sadece sağlıklı bir şehir değil, akıllı bir şehir olur.
Ve dünyanın gözü, bir kez daha Ege'ye döner.
İki kardeş şehir
ortak hikaye yazabilir
Atilla Ayral'ın Bremen önerisinin altında önemli bir gerçek de var. Öncelikle iki kardeş şehir, birbirini iyi anlar. Geçmişe dayalı bir hikayesi var. İkincisi Bremen'de sağlık yatırımları, özellikle dijital ikiz alanında önemli girişimler var. Ayral'a göre her iki şehrin sağlık sistemleri bazı alanlarda entegre edilebilir.
Ayral diyor ki
Haberin Devamı"Özellikle yaşlı bakımı başlangıç konusu olabilir. İzmir ve çevresindeki oteller kış aylarında bu hizmet için kullanılabilir. İZFAŞ'taki toplantıya Bremen'den misafirler çağrılıp karşılıklı fikir ve teknoloji alışverişleri yapılabilir."