ALAÇATI, Çeşme sırtlarında, beş yıl sonra dallarından 1 ton damla sakızı sarkacak genç ağaçlar var.

Onlar savaşlar, imar projeleri ve dikkatsizlik yüzünden sayısı 100'e kadar düşen Çeşme'nin sakız ağaçlarının yeni nesli.

Bu yeniden doğuşun arkasında, pandeminin ağır günlerinde akla takılan tek bir soru var.

"Neden Çeşme'de sakız ağacı, Sakız Adası'ndaki kadar verimli değil"

Sorunun sahibi Hasan Tütüncüoğlu.

Yanıtı bulmak için bölgenin en deneyimli isimlerinden İbrahim Topal'a gidiyor.

Topal, "havai köklendirme" adını verdikleri yeni tekniği gösteriyor.

Bu teknikle eskiden 20 yıl beklenirken, artık 5 yılda verim almak mümkün.

Önce Çeşme Belediyesi'nin gösterdiği yeşil alanlaraSakız Ağacım Çeşme Projesi kapsamında Çeşmeköy Tarımsal Kalkınma Kooperatifiağaçları dikiyor.

İlk yıl 5 bin fidan, ikinci yıl 10 bin fidan daha toprakla buluşuyor.

Havai köklendirme yöntemiyle fire oranı yüzde 20'den yüzde 1'e düşüyor.

SAKIZ ADASI'NIN GELİR KAYNAĞI

Sakız ağacı yalnızca Sakız Adası ve Çeşme yarımadasında yetişiyor.

İlk yıl suya ihtiyaç duyuyor, sonra derin kökleriyle toprağın altındaki suya ulaşıyor.

Hastalık göstermiyor,
ilaç istemiyor.

Kısacası geleceğin en büyük tehdidi olan su krizine karşı kendi başına ayakta duran nadir ağaçlardan biri.

Ve ekonomik değeri çok yüksek.

Gastronomiden kozmetiğe, farmakolojiden tıbba uzanıyor.

Sakız Adası'nda 6 bin çiftçi yılda 100 milyon Euro gelir sağlıyor.

Türkiye ise her yıl 20 ton sakız ithal ediyor.

SOSYAL SORUMLULUĞA DÖNÜŞECEK

Bağışlarla dikilen bu ağaçların sayısı bu yıl 20 bine, beş yılda 100 bine ulaşacak.

Ve hasat zamanı geldiğinde en az 5 yıldır Çeşme'de yaşayan ve "sakız hasadı eğitimi"ni tamamlamış kadınlara ücretsiz, sembolik bir bedelle verilecek.

Kadınlarımız coğrafi işaretli Çeşme damla sakızını üretecek.

Ürettikleri sakızları ise Çeşmeköy Tarımsal Kalkınma Kooperatifi satın almayı garanti ediyor.

Üstelik Sakız Adası'ndaki üreticilere ödenen fiyatla aynı bedelle.

Yani bu projeye bağış yapanlar; hem Çeşme'ye ağaç kazandırıyor, hem de kadınlara iş imkânı yaratıyor.

Tütüncüoğlu'nun girişimiyle iki yılda 20 bin fidan yetiştirildi.

Milli Emlak Müdürlüğü'nden 120 dönüm arazi kiralandı.

Fidanların bir kısmı bugün Alaçatı'nın yamaçlarında kök salmış durumda.

Beş yıl içinde 1 ton üretim hedefleniyor.

Ve Çeşme damla sakızı artık Türk Patent Enstitüsü tarafından coğrafi işaretli.

Kavunuyla tanınan Çeşme, yakın gelecekte sakızıyla da anılacak.

Teşekkürler Hasan...

ULUSLARARASI BİR YOL ARKADAŞI DA BULDULAR

"Sakız Ağacım Çeşme" projesi artık yalnızca Ege'nin değil, dünyanın da konuştuğu bir umut hikayesi. 7 milyar dolarlık cirosu olan lojistik devlerinden PSA-BDP; yalnızca fidan bağışlamakla kalmadı, önümüzdeki beş yıl boyunca projeye düzenli destek sözü verdi. Sürdürülebilir çevre, karbon ayak izinin azaltılması ve kadın istihdamı konularını iş modelinin merkezine alan PSA-BDP, bu projede ekonomik bir yatırımcıdan çok, değerlerine uygun bir yol arkadaşı gibi davranıyor.

Şirketin Sürdürülebilirlikten Sorumlu Başkan Yardımcısı Margaret Peggy Murphy, bu bağlılığını göstermek için Çeşme'ye geldi. Sakız fidanlarının dikimine katıldı, coğrafi işaretli damla sakızının temizlenmesine yardım etti. Gördüklerini de sosyal medyasında paylaştı.

Murphy'nin LinkedIn ve diğer platformlardaki paylaşımları, sakız ağacını yalnızca ekonomik bir ürün değil, aynı zamanda çevre ve toplum için uzun vadeli bir umut kaynağı olarak anlattı. Çeşme'nin sakız ağaçları artık köklerini Ege toprağında, hikayesini ise dünya çapında salıyor.