Bir yanda seferber olanlar bir yanda duyarsız kalanlar
ÇARŞAMBA akşamı Çeşme'ye bir toplantıiçin geldim.
Gazeteden çıkarken Ildır Mahallesi'ndeki yangın yeni başlamıştı.
Çeşme'ye yıllardır gelirim ama temmuz başında böyle bir rüzgârı bu bölgede hiç görmemiştim.
Saatler içinde yangının büyüdüğü haberleri geldi.
Germiyan, Karaköy, Nohutalan, Reisdere mahalleleri tahliye edildi.
İzmir-Çeşme Otoyolu kapatıldı.
Arabaya atladım, yangını tepeden görebileceğim bir noktaya çıktım.
Karşılaştığım manzara gerçekten dehşet vericiydi.
Rüzgâr durmak bilmeden esiyor, alevler neredeyse yanı başımıza gelmiş gibi hissediliyordu.
Gecenin ortasında gökyüzü beyaza çalan gri bir dumana kesmişti.
Ama bir yandan da beni umutlandıran bir başka manzara vardı.
Çeşme'nin hayvanseverleri yine sokaklardaydı.
Haberin DevamıYangın bölgesindeki kedileri, köpekleri, can dostlarımızı toplayıp güvenli yerlere, pati parklara taşıdılar.
İş dünyası elindeki ekipmanı seferber etti.
Evlerinden çıkan insanlar, Çeşmeli komşularının evlerinde misafir edildiler.
Gerçek bir imece hali yaşandı.
Ben böyle zamanlardaki bu halimizi seviyorum.
Ama beni üzen bir
detay vardı; onu da yazmam gerekiyor.
Gece yarısını biraz geçmişti ki Alaçatı'ya vardım.
Artık İzmir'e dönemeyeceğim belli olmuştu.
Bir yanda yangın tüm vahşetiyle sürerken, Çeşme'nin semaları duman altı olmuş, yollar kapanmış, mahalleler boşaltılmışken...
Alaçatı'da müzik sesi kesilmemişti.
Sanki hiçbir şey yokmuş gibi eğlence tüm hızıyla devam ediyordu.
Alevler Çeşme'ye doğru yaklaşırken bile, vur patlasın çal oynasın geceler sürüyordu.
Tanıdığın bazı insanlar tepkilerini sosyal medyalarında gösterdiler. Çok haklıydılar. Gerçekten anlamakta güçlük çekiyorum.
Biz nasıl bu kadar duyarsız olduk
Bir taraf yanarken, bir taraf nasıl bu kadar duyarsız kalabiliyor
Bu soruyu kendimize sormadan uyuyabilecek miyiz
Ben sabaha kadar uyuyamadım.
Haberin DevamıO GASTRONOMİNİN HİKÂYE ANLATICISI
BUNDAN on yıl önceydi.
Gökmen Sözen sordu.
"Bu ülkeye dünyanın en iyi şeflerini getirirsem ne olur"
O vizyonun adı Gastromasa oldu.
Mutfaktan çok sahneye benzeyen bu dünyanın arkasındaki sessiz diplomatın adı Gökmen Sözen.
GaultMillau'yu Türkiye'ye getirdi.
Gökmen Sözen
Sadece İstanbul değil, Gaziantep, İzmir, Antalya da bu sarı rehberin içine girmeye başladı.
Dünyanın en seçici yemek rehberlerinden biri artık Türkiye'nin sokak lezzetlerine, şef restoranlarına ve lokal mutfaklarına not veriyor.
Ben ona hikâye anlatıcısı; bazen de bir arka plan stratejisti diyorum.
Mesele, onun Türkiye'nin mutfak mirasını bir kültürel müzakere masasına çevirmiş olması.
Haberin DevamıSözen, bu zenginliği kültürel sermayeye dönüştüren bir akıl koydu masaya.
Ve o masa şimdi Londra'da da kuruluyor. Yarın Tokyo'da, öbür gün New York'ta.