BAŞARI öyküleri hoşuma gider.
Hele gençlerimiz, hele kadınlarımızın başarıları beni iki kat gururlandırır.
Otomotiv sektörü erkek egemen bir dünyadır.
Ama jant dediğinizde o erkekliğin dozu biraz daha artar.
Çünkü jant ağırdır...
Tekniktir...
Mühendisliktir...
Tornadır, tezgâhtır, dökümhanedir...
Kısacası kas gücünün dünyasıdır.
1955 yılında İzmir Kızlarağası Hanı'nda küçük bir atölyede temelleri atılan Cevher Grubu, bugün dünyanın sayılı jant üreticilerinden biri.
Ve o markanın üçüncü kuşak temsilcisi Cevher Özyavuz, şimdi Avrupa Jant Üreticileri Birliği'nin (EUWA) yönetim kurulunda.
Hem de ikinci kez...
Türkiye'de yetişmiş genç bir kadının, dünya otomotiv sahnesinde yarattığı yeni farkındalık şahane bir hikâye benim için.
Haberin DevamıEŞİTLİKTEN GÜCE GÜÇTEN DEĞİŞİME
Cevher Özyavuz, bu başarıyı rastlantı değil, uzun bir dönüşüm sürecinin
sonucu olarak görüyor.
"Geçen yıla göre hem kadın çalışan hem de kadın yönetici sayımızı yüzde 30 artırdık" diyor.
"Yönetim kurulumuzda yüzde 40, icra kurulumuzda ise yüzde 38 kadın üyemiz bulunuyor. Avrupa'nın önde gelen otomotiv tedarik sanayi çatı kuruluşlarından biri olan Avrupa Jantçılar Birliği yönetim kuruluna seçilen ilk ve tek kadın üye olmam da bu sürdürülebilirlik projelerinin etkisi olduğunu düşünüyorum."
Bu tablo, Cevher Grubu'nun 2023'te yayımladığı Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Politikasının somut bir yansıması.
Dikkatinizi çekerim...
Birliğin 40 yıllık tarihinde ilk kez bir kadın, ilk kez bir Türk, ilk kez 30 yaş altı bir üye yönetim kuruluna seçiliyor.
Ve o kişi İzmirli bir genç kadın.
Soyadı da manidar; "Cevher..."
Tıpkı temsil ettiği markanın adı gibi.
DENEDİMDEMEK DEBİR ZAFERDİR
ERKEK egemen bir sektörün bu genç kadın temsilcisi Cevher Özyavuz şöyle diyor.
"Kadınların iş hayatında daha aktif yer almalarının hem topluma hem ülke ekonomisine sağlayacağı
pozitif etkinin farkındayız. Eğitimler, atölyeler, kadın liderliği programları ile kadın çalışanlarımızı destekliyoruz. Eşit ve adil fırsatlar sunmak için çalışıyoruz."
Kısacası, üretim hattından yönetim katına uzanan bir eşitlik zinciri kurulmuş durumda.
Onun hikâyesinde beni en çok etkileyen şey şu oldu.
Bu görevi "temsil" için değil, "katkı" için kabul etmiş.
"Avrupa'nın milyarlarca dolarlık pazarını temsil eden duayenlerin arasında, genç bir Türk kadın olarak yalnız
olma fikri başta korkutucuydu" diyor.
"Ama farkındalık oluşturacak bir senaryoda rol almak
beni çok mutlu etti."
Sonra şu cümleyi ekliyor ki, köşeye manşet olacak türden...
"Bir kadın olarak, erkek egemen bu sektörde değişimin elçilerinden biri olabilmeyi, bazen sadece 'Denedim' diyebilmeyi bile sonuçtan bağımsız bir zafer olarak görüyorum."
Dikkat edin, "kazandım" demiyor.
"Denedim" diyor.
Haberin DevamıBu ülkede bazen "denemek" bile bir devrimdir.
GELECEKARTIK GELDİ
SON 10 yıldır Bologna'ya Autopromotec Fuarı'na gidiyorum.
60'ıncı yılını kutlayan fuar, Avrupa'daki en büyük otomotiv satış sonrası hizmetler organizasyonu.
İlk gittiğimde elektrikli araçlar bu kadar fazla değildi, hatta ilk modellerin etrafında uzun kuyruklar vardı.
Sonra modeller de değişti; ilgi de...
Fuara her gidişimde şunu görüyorum.
Otomotiv sektörü artık yalnızca motor, şanzıman, jant ve lastikten ibaret değil.
Bugün otomobilin beyni, yazılım.
Ve bu beyin giderek daha akıllı hale geliyor.
Eskiden teknoloji, üretimin yan unsuru sayılırdı;
bugün üretimin kalbi o.
Çünkü otomobil artık bir veri merkezi gibi görülüyor.
Haberin DevamıHİBRİTLER VE İÇTEN YANMALILARIN EVRİMİ

8