Bir başarı hikâyesine tanıklık ettim

SELÇUK Yaşar...

Türkiye'nin sanayileşme hikâyesinde yalnızca bir işinsanı değil, aynı zamanda "bilimle üretim el ele gider" diyen bir vizyonerdi.

O yüzden her yıl verilen Selçuk Yaşar Ödülü, sadece bir ödül değil, bir düşünce biçiminin, bir felsefenin sembolü.

Bu yıl o ödül, bu düşüncenin çağımızdaki karşılığını temsil eden bir isme verildi.

Prof. Dr. Elif Uysal'a.

İdil Yiğitbaşı -Feyhan Yaşar -Elif Uysal -Ahmet Yiğitbaşı

MIT SONRA STANFORD AMA HEP TÜRKİYE

Elif Uysal'ın hikâyesi, azmin ve bilimin birleştiğinde neler olabileceğini gösteriyor.

Namık Kemal İlkokulu'ndan TED Ankara Koleji'ne, ardından Türkiye birincisi olarak girdiği ODTÜ Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü'ne uzanan bir yolculuk...

Haberin Devamı

Yüksek lisansını MIT, doktorasını Stanford Üniversitesi'nde tamamlıyor.

Ve dünyanın saygı duyduğu bu iki üniversitede öğretim üyeliği yapıyor.

Ama asıl önemli kararını o noktada veriyor.

"Ben ülkeme döneceğim" diyor.

Ve dönüyor...

ODTÜ'de Haberleşme Ağları Araştırma Grubu'nu (CNG) kuruyor.

Bu grup, bugün geleceğin haberleşme sistemlerinin temel taşlarını oluşturuyor.

Enerjisini ortamdan karşılayan sistemler, enerji hasatlı ağlar, görev odaklı haberleşme, düşük gecikmeli iletişim...

Hepsi, 6G teknolojilerinin ve sıfır enerji ağlarının altyapısını hazırlıyor.

NESNELER İNTERNETLE BİRBİRİNE BAĞLI

Elif Uysal sadece akademik makaleler yazmıyor; aynı zamanda fikirlerini ürünlere dönüştürüyor.

Kurucusu olduğu FRESHDATA Teknoloji firması, haberleşme sistemlerinde "daha az veriyle daha taze bilgi" gönderme prensibini hayata geçiriyor.

Bu fikir, bilim dünyasında büyük yankı uyandırıyor; adına "Fresh Data – Taze Veri" deniyor.

Uysal'ın öncülüğünde geliştirilen bu yaklaşım, sensör ağlarından otonom araçlara, akıllı tarım sistemlerinden şehir altyapılarına kadar geniş bir alanı etkiliyor.

Bugün dünya genelinde 19 milyardan fazla cihaz, nesnelerin interneti üzerinden birbirine bağlı.

Bu cihazların daha verimli, daha düşük enerjiyle çalışabilmesi için Uysal'ın kuramsal katkıları temel teşkil ediyor.

Haberin Devamı

BİR KADIN BİLİMCİNİN DÜNYADAKİ BAŞARISI

2024 yılında Prof. Dr. Elif Uysal, Avrupa Araştırma Konseyi'nin (ERC) en prestijli desteği olan Advanced Grant'i kazandı.

Bu, Türkiye'ye gelen dördüncü, ama ilk kadın biliminsanına verilen ERC Advanced Grant'ti.

Uysal, bu projeyle uzayda artan veri trafiğini taşıyabilecek yeni ağ altyapıları üzerine çalışıyor.

Yani yalnızca bugünün değil, geleceğin iletişim dünyasını da inşa ediyor.

Kariyerinde IBM Faculty Award, Bilim Akademisi Genç Bilim İnsanı Ödülü, TÜBİTAK Ulusal Öncü Araştırmacı Ödülü ve IEEE Fellow unvanı gibi çok sayıda uluslararası başarı bulunuyor.

Ayrıca Artificial Intelligence Industrial Alliance ve Asia-Pacific AI Association tarafından da "Fellow" unvanıyla onurlandırıldı.

Haberin Devamı

YAŞAR'IN MİRASIYLA KESİŞEN BİR YOL

Ödül töreninde söylediği şu cümle, aslında iki farklı kuşağın aynı ruhta buluştuğunu anlatıyor.

"Bilimsel üretim sadece makalelere değil, ülkenin sanayisiyle, üretim gücüyle, genç mühendisleriyle kurulan gerçek iş birliklerine de dokunmalı."

Tıpkı Selçuk Yaşar gibi, o da bilimin üretimle el ele yürümesi gerektiğine inanıyor.

Ve bunu sözde değil, fiilen yapıyor.

Bazı ödüller bir isme değil, bir fikre verilir.

Selçuk Yaşar Ödülü'nün bu yılki sahibi Prof. Dr. Elif Uysal, o fikrin ta kendisi.

Bilimi hayatın merkezine taşıyan, üretimi bilgiyle büyüten bir Türkiye fikri.

Ve işte o gün, sahnede sadece bir ödül verilmedi; Türkiye'nin geleceğine uzanan bir köprü daha kuruldu.

Haberin Devamı

ELİF HOCAYLA GURUR DUYDUK

Prof. Dr. Elif Uysal dedi ki...

"Yaklaşık 30 yıldır çalışma alanım haberleşme sistemleri. Son 25 yıldır ise özellikle, nesnelerin interneti dediğimiz kavramın temelini oluşturan kuramsal altyapılar üzerinde çalışıyorum. Son yıllarda kendimi akademik konfor alanının biraz dışına taşıyan bir adım attım.

Geliştirdiğimiz teknolojileri ürünlere çevirmek için girişimci oldum. Bilimsel üretim sadece makalelere ya da deneysel sonuçlara değil, ülkenin sanayisiyle, üretim gücüyle, genç mühendisleriyle kurulan gerçek işbirliklerine de dokunmalı. Benim için bilim ile sanayi arasında köprü kurmak soyut bir hedef değil. Bu köprü laboratuvardan fabrikaya, öğrenciden mühendise fikrin ürüne dönüştüğü her noktada kurulması gereken bir bağ. Ben bu köprüyü kurmaya yalnızca bir araştırmacı olarak değil, bir eğitimci olarak da gönül verdim."