Belki de asıl mesele futbolda değil bizde

SON haftalarda yaşanan bahis ve şike operasyonları, futbolun artık sahadaki 22 oyuncunun mücadelesi olmaktan çıktığını bir kez daha gösterdi.

Evet, "Temiz Futbol" mottosu umut verici.

Destekliyorum.

Çünkü hepimiz yıllardır bunu bekliyoruz. Adil bir oyun; gerçek rekabet...

Ben futbolu, tribünde olmayı seviyorum.

Ve en çok da oğlum Atlas'la yaşadığım baba oğul ritüellerini seviyorum.

Maça gittiğimiz günler bizim için takımdan, skordan bağımsız özel bir alan.

Birlikte yaptığımız o yolculuk, statta ısınmayı izlerken yaptığımız o küçük sohbetler, maç sonrası eve dönerken analizlerimiz Atlas'la kurduğum en güçlü bağlardan biri.

Ama son dönemde şunu fark ediyorum.

Biz futbolu seviyoruz ama o oyunun etrafındaki gürültü dengemizi bozuyor.

Kavga var; hakaret, şüphe, dilde hırçınlık, tribünde gerginlik, sokakta ayrışma var.

Geçen hafta Atlas'la bir maçtan çıktık; sonuçla ilgili değildi derdimiz, atmosferle ilgiliydi.

Haberin Devamı

13 yaşındaki bir çocuğun yüzündeki hayal kırıklığı, bu ülkede futbolun ne hale geldiğinin en net fotoğrafıydı.

O akşam bana dedi ki.

"Baba, bu kadar sinirlenecek ne var Bu oyun değil mi"

O kadar basit ve o kadar doğru...

Biz futbolu keyif almak için mi izliyoruz, yoksa kendi sinirimizi
beslemek için mi

Son yaşananlar gösterdi ki; futbolun sorunu
sadece fanatizm değil.

Artık işin içine para, manipülasyon, sistemli çürümüşlük de girmiş.

Bu yüzden olayların üzerine gidilmesini önemsiyorum.

Geç kaldık mı Belki.

Ama temizlik için hiçbir zaman geç değildir.

Futbol sadece maç sonucu, hakem hatası, transfer haberinden ibaret değil.

Futbol, çocukların hayali; şehrin ruhu, kültür, tarih ve en çok da oyun demektir.

Bazen düşünüyorum...

Belki de asıl mesele futbolda değil, bizde.

Siyasette sert bir dil, toplumda gerginlik var, günlük hayatta tahammül eşiğimiz düşmüş.

Futbol sadece aynayı tutuyor.

Ama ben yine de şuna inanıyorum.

Bir gün Atlas, benim ona anlattığım oyunu gerçekten görecektir.

ARTIK SPOR KULÜPLERİ BİR HİZMET İHRACATÇISI

İZMİR'de, Türkiye'de başka örneği olmayan bir organizasyon var.

Haberin Devamı

İzmir Spor Kulüpleri Birliği Vakfı (İZVAK).

Başkanı Ali Erten.

Geçen günlerde İZVAK, İzmir Ekonomi Üniversitesi ile birlikte önemli bir araştırma sonuçlarını paylaştı.

"İzmir futbol kulüplerinin kent ekonomisine etkisi..."

Bu çalışma, sporun bir şehri nasıl büyüttüğünün somut kanıtı.

Toplantıya Ege Bölgesi Sanayi Odası Başkanı Ender Yorgancılar başkanlık etti.

Ve söylediği bir cümle benim altını çizmek istediğim satır oldu.

"Spor kulüplerine yapılan yatırım, kentin geleceğine yapılan yatırımdır."

Doğru.

Barcelona sadece Gaudi değildir; Barcelona biraz da Camp Nou'dur.

Liverpool sadece liman değildir; Liverpool demek Liverpool FC'dir.

Bir maç sadece 90 dakika sürmüyor; otelleri dolduruyor, restoranları hareketlendiriyor, ulaşımı etkiliyor, şehrin vitrini oluyor.

Haberin Devamı

İZVAK Başkanı Ali Erten konuşmasında şunun altını özellikle çizdi.

"Kulüplerimiz sadece sportif değil, kentsel kimliğin de taşıyıcılarıdır."

Bu da doğru.

Ali Erten

Karşıyaka, Altay, Altınordu, İzmirspor, Göztepe, Bucaspor...

Bu kulüpler sadece skor tablosuna yazılmıyor.

O yüzden kulüpler bir kent mirasıdır.

Araştırmanın sunumunu yapan