Basit bir "Günaydın" en büyük devrim de olabilir

Düşündüm...

Bir işyerine girerken ne hisseder insan Kapıyı açıp içeri adım attığında

Bazen sabah kahvesinin kokusu karşılar sizi, bazen de yüzünüze çarpan soğuk bir hava...Bir bakış, bir mimik, bir sessizlik...İşte orada, o anda anlarsınız. Bugün güzel bir gün mü olacak, yoksa sadece hayatta kalmaya mı çalışacaksınız

Bazen iş, sadece iş değildir. Sıcak bir sohbet, omzunuza konan dostça bir el, paylaşılan küçük mutluluklar...Bunlar işyerini bir yuva yapar. Ama bazen de tam tersi olur. Nefes almak zorlaşır, söylenmeyen sözler havada asılı kalır, görünmez duvarlar örülür. İşte o zaman mesai saatleri dakikalar yerine tonlarca ağırlık gibi hissedilir.

Belgrad Ormanı'nda dört gün sonra bulunan ve hastanede hayatını kaybeden Mimar Ece Gürel'in hikayesi hepimizi derinden sarstı. Onun iş yerinde yaşadıklarını tam olarak bilemeyiz. Ama bir şey biliyoruz. İnsan bazen sadece geçimini sağlamak için değil, ruhunu da korumak için çalışır. Ve eğer işyerinde adalet yoksa, huzur yoksa, dostluk yoksa İşte o zaman insan, sadece geçimini değil, bazen kendini de kaybedebilir.

Haberin Devamı

Hatırlar mısınız, yılın başında Adana Adliyesi'nde görevli genç savcı adayı Mithat Can Yalman, "Birkaç aydır koordinatör hakimin mobbing ve tehditlerine maruz kalıyorum" diyerek hayata veda etmişti.

Bu tür hikayeler iş dünyasında ne yazık ki sık sık karşımıza çıkıyor. Oysa iş, sadece bir maaş bordrosu değil. İş, insanın kimliğinin bir parçası. İş, bir insanın sabah gözünü açtığında hissettiği şeydir.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, işyerlerinde psikolojik tacizi önlemek için yeni bir genelge yayımladı. Devlet, artık bu konuyu daha sıkı takip edeceğini söylüyor. Güzel bir adım...Ama en önemli değişim, kağıtlarda değil, insanlarda başlamalı.

Patronlar, yöneticiler, çalışanlar Hepimiz aynı gemideyiz. Bu gemiyi bir savaş alanına çevirdiğimizde, sonunda herkes kaybeder. Ama eğer bu gemiyi bir yuvaya dönüştürürsek, herkes kazanır.

O yüzden bazen en büyük devrim, basit bir "Günaydın" olabilir. Bazen birinin gözlerinin içine bakıp, "İyi misin" diye sormak olabilir. Ve bazen de sadece, "Ben buradayım, seni anlıyorum" demek...

Haberin Devamı

İşyerinde barış olmadan, hayat da barışmaz. Ve belki de işin özü budur.

Bazı haberler sadeceüçüncü sayfada okunmaz

Bazı haberleri üçüncü sayfa haberi olmaktan çıkarmak gerekir.

Mimar Ece Gürel'in hikayesi gibi o kadar konu var ki...

Her gün kadın cinayeti işleniyor.

Türkiye'nin konuşmadığı bir bahis meselesi var.

Çok olay duymaya başladım.

Yasa dışı bahis batağına saplandıkları için aileleri dağılanlar, depresyona girenler, intihara teşebbüs edenler...

Evet, bu olayların sayısında ciddi bir artış var.

Ve biz sabah kalktığımızda bu olayların bazılarını üçüncü sayfa haberi olarak okuyoruz.

Akşam tartışma programlarını elbette takip ediyorum.

Konular genellikle aynı...

Haberin Devamı

Önemsiz demiyorum; elbette Türkiye'nin siyasi geleceğini yakından ilgilendiren konu başlıklarını da konuşmalıyız.

Trump etkisiyle dalgalanan dünyanın geleceğini de konuşmalıyız.

Ama benzer haberlerin de artık üçüncü sayfa haberi olmasını engellemeliyiz.

Büyük şirketlere bir iletişim tavsiyesi

Büyük şirketler, holdingler ve liderler, uzun yıllardır "algı yönetimi" konusuna mesafeli duruyor. Çoğu, bir basın danışmanı ya da iletişim departmanı oluşturarak her şeyi çözebileceğini düşünüyor. Bir kriz çıktığında birkaç basın bülteniyle durumu kontrol altına alabileceklerine inanıyorlar.

Ama gerçek böyle değil.