KÜLTÜR ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, pandeminin ortasında, kimi zaman Zoom'dan, kimi zaman bizzat İzmir'e gelerek toplantılar yaptı.
Çeşme projesi, o günlerin belki de en çok tartışılan başlıklarından biriydi.
Ama Ersoy'un o dönemde söylediği bir cümle hâlâ aklımda:
"Bu sadece bir Çeşme projesi değil. Çıkışımızın ana nedeni Ege Bölgesi'nin turizmden aldığı payı artırmak. Turizm gelirlerinin yüzde 40'ı Marmara, yüzde 40'ı Akdeniz, yüzde 10'u Ege, diğer yüzde 10'u da Türkiye'nin geri kalanında. Bu projeyle Ege'nin tamamına katkı sağlamayı hedefliyoruz."
Mesele sadece Çeşme değildi, bütün Ege'ydi.
Ersoy o günlerde bir başka şeyi daha özellikle vurguladı: "Biz kesinlikle Antalya'ya rakip bir proje yapmak istemiyoruz. Türkiye'de ilk olacak, dünyaya örnek gösterilecek bir projenin peşindeyiz. En koruyucu, en doğa dostu, sürdürülebilirlik açısından sertifikasyon bazında kendini ispatlamış bir projeyi gerçekleştirmek istiyoruz."
Haberin DevamıPandemi bitti, itirazlar başladı, süreç yavaşladı.
Bir dönem çokça konuştuğumuz proje, bugün adeta bir "bekleme odasında."
PEKİ ŞİMDİ NE OLACAK
İşte bu noktada sahneye İzmir'in en güçlü seslerinden biri çıktı. İzmir Ticaret Odası Başkanı Mahmut Özgener.
İnciraltı için hazırlanan planlar, uzlaşma içinde, çevreyle uyumlu bir anlayışla hazırlandı.
Yüksek katlı yapılaşma yok, doğa dostu
yaklaşım var.
Ve Özgener şimdi aynı yöntemin Çeşme için de uygulanmasını istiyor.
"Pek çok uzmanın görüşü alınarak hazırlanan ilk projenin, eksik olduğu düşünülen hususlarının ortak akılla yeniden değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Tıpkı İnciraltı'nda olduğu gibi bir araya gelelim, görüş alışverişinde bulunalım."
Ve ardından çok kritik bir vurgu...
"Çeşme Projesi, İzmir'in dışa açılma hamlesi olabilir. Çıtamızı daha yükseğe taşımak için bu projeyi desteklememiz gerektiğine inanıyorum."
Bir "uzlaşma daveti" aslında.
Ne körü körüne bir onay ne de ideolojik bir itiraz.
Tam tersine, ortak akılla revizyon çağrısı.
Mahmut Özgener
Haberin DevamıTURİZMİ UZATMAK VE BÜYÜTMEK
Bugün Türkiye turizminin en büyük hedeflerinden biri, sezonu 12 aya yaymak.
Bu hem ekonomik sürdürülebilirlik hem de nitelikli istihdam için hayati bir hedef.
Bakan Ersoy'un söylediği gibi...
"İzmir'in en büyük şikâyeti, hava trafiğinin İstanbul üzerinden bağlanıyor olması. Proje ile hava trafiği 12 ay İzmir'de başlamış olacak."
Bugün İzmir'e gelen yabancı ziyaretçi sayısı 1 milyon 390 bini geçmiş durumda.
Bu son yılların en yüksek rakamı ama hâlâ potansiyelin gerisinde.
Eğer hedefimiz Ege'nin turizmdeki payını yüzde 10'dan yüzde 20'ye çıkarmaksa, o zaman artık şu cümleyi yüksek sesle söylememiz gerekiyor.
"İzmir için akılcı projeler, ortak akılla yapılmalı."
Haberin DevamıMahmut Özgener'in çağrısı, tam da bu yüzden önemli.
HER ARAÇ 10 FİDAN
HER yaz, televizyon ekranında yanan orman görüntülerini izlerken içimizden aynı cümle çıkıyor:
"Keşke bir şey yapabilsek..."
İşte şimdi birileri çıktı ve dedi ki.
"Yapabiliriz."
Toyota Türkiye CEO'su Ali Haydar Bozkurt ile beraberdik.
Bana heyecanla yeni projelerini anlattı.
ALJ Türkiye - Ağaç Seferberliği.
Kısaca şöyle anlattı.
"Satılan her bir araç için 10 fidan dikiyoruz. Toyota, Lexus ve BYD markalarımızdan bir yıl içinde satılacak araçlarla 1.4 milyon fidanı toprakla buluşturacağız."
Bu rakamın büyüklüğünü anlamak için şöyle düşünün.
1 yılda oluşturulacak yeşil alan, yaklaşık 1000 futbol sahası büyüklüğünde.
Haberin DevamıKarabük'te geçtiğimiz aylarda yanan ormanın 14-15 katı büyüklüğünde.
Ali Haydar Bozkurt, "Bu kampanya bir yıllık değil" diyor.
"Bundan sonra satılacak her araç için 10 fidan dikmeye devam edeceğiz. Çünkü iklim değişikliği bir yılın değil, nesillerin meselesi."