Yeni politik manevralar...

Seçime doğru yanıltma, çarpıtma ve manipulasyonların ardı arkası kesilmiyor.

İsrail'le ticaretin zirveye ulaştığı "tek kişilik otoriter rejim"de meydanlarda "İsrail'le ticareti kesin!" pankatları taşıyan vatandaşların derhal derdest edilmesi gibi en son partili Cumhurbaşkanı'nın Konya'daki parti mitinginde staj ve çıraklık sigortası mağdurlarının daha miting başlamadan karga tulumba gözaltına alınıp telefonlarına el konulmasında olduğu gibi haklarını arayan vatandaşlara baskılar devam ediyor. "Ak Parti'ye oy vermezseniz sonumuz Gazze gibi olur!" saptırmaları sürüyor.

Keza 6 Şubat depreminde kurdukları çadır ve konteynır kentleri kaldırılan, yardımları engellenen, aşevleri kapatılan "millet ittifakı" muhalefet belediyelerinin, sivil toplum kuruluşlarının yardım TIR'larının şehir girişlerinde durdurulup üzerlerine valiliklerin, AFAD'ın ya da devlet kurumlarının âfişlerinin asılmasında olduğu gibi uluslararası kuruluşların gönderdiği yardımları AKP yapmış gibi yanıltmalara başvuruluyor.

SON SİYASİ ÇIKIŞLAR...

Ancak en büyük manipülasyon yine Cumhurbaşkanının yeniden seçilmesi üzerine yapılıyor. Bilindiği gibi "yandaş hukukçular" ve "iktidara iliştirilmiş medya"yla ve maaşlı trollerce Erdoğan'a yeni "mağduriyetler" icadıyla "üçüncü kez" adaylığı hukuksuzluğuna tevessül edilmişti.

Daha önce de defalarca halka karşı "Allah ömür verirse son adaylığımdır", "ben tükürdüğümü yalamam, son kez sizden oy istiyorum" diyen Cumhurbaşkanı iki defa seçilmesine rağmen başta Anayasanın 101. maddesindeki "bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir" açık hükmüne aykırı olarak "üçüncü kez" aday olmuştu.

O denli ki 10 Ağustos 2014'teki seçimlerde ilk defa cumhurbaşkanı seçilen Erdoğan için YSK'nın Resmi Gazete'de yayımlanan 2018 seçimleri sonrası verdiği "mazbata"dan "13'üncü" ibaresi silinip mazbatasına "12'nci Cumhurbaşkanı" yazılmış; devletin bütün araç ve imkânları tepe tepe kullandırılarak bir dizi sahte montajlarla, seçim hileleri ve sandık sahtekârlıklarıyla "atı alan Üsküdar'ı geçti!" diye bir defa daha oldubittiye getirilmişti.

Bu açıdan son safhada Cumhurbaşkanı'nın 31 Mart seçimlerinde "son kez oy istemesi" üzerine parti yöneticilerinin "2028 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Anayasa gereği aday olması mümkün değil, ama millet siyaset üzerine baskı yaparsa biz liderimizle ölüm bizi ayırıncaya kadar devam etmek isteriz" çıkışları yine katakullilerle Anayasa ve yasaların by pass edilip "yeniden adaylığı"nın sinyalleri olarak yorumlandı.