Oyalama ve saptırmaya devam

Türkiye, AKP iktidarında özellikle 16 Nisan 2017'de referandumu sonrası 9 Temmuz 2018'de devreye giren "Türk tipi tek kişilik ucûbe otoriter yönetim"de her yönüyle savruluyor.

"Demokrasi endeksi"nde 167 ülke arasında "hibrit melez demokrasi"den 103., "yolsuzluk endeksi"nde 115., "yargı bağımsızlığı - hukuk endeksi"nde 117. sırada çoğu iç savaş kargaşasındaki "otoriter rejimler" arasına düşmüş. "Şeffaflık"ta dibe vururken, "sefalet endeksi"nde dünya beşincisi; enflasyonda dünya dördüncüsü, Avrupa birincisi vahametine gerilemiş.

Defalarca revize edilmesine rağmen "büyüme hedefleri"nin hiçbiri tutturulamamış; 2011'de dönemin Başbakanınca 25 bin dolar olarak vaad edilen "fert başına milli gelir"in yarısına bile ulaşılamamış; dünya ortalamasın altında kalınmış.

"Ekonominin sorumlusu benim ben!" çıkışında bulunan Cumhurbaşkanı'nın "bu kardeşinizi seçin; enflasyonla, dövizle, faizle, şuyla buyla nasıl mücadele edileceğini görün" taahhüdünün tam tersi çıkmış. Enflasyon yüzde 20'lerden 65'lere, gerçekte yüzde 100'lere çıkmış; dolar 3 lira iken 32 lirayı, faiz 8.5 iken yüzde 50'yi aşmış, gerçekte yüzde 80'lere varmış...

HOYRATÇA İSRAFLI "EKONOMİ"

Bu vahamette hâlâ akıbetsiz ekonomi politikalarıyla enflasyon, döviz ve faiz kat kat tırmanırken milletin malını yandaşlara peşkeşte sınır tanınmamış. Yürütmenin yanısıra "nasılsa yasama ve yargı da uhdemizde, kimse bizi sorgulayamaz, hesâba çekemez cür'etiyle Kamu İhale Yasası -âdeta her ihale için- 220'den fazla değiştirilirken bu süreçte israf da tam gaz sürdürülmüş. İşte bazı örnekleri:

Cumhurbaşkanı Kıbrıs'a yedi uçakla gidiyor. 1050 odalı Sarayla yetinilmiyor, onca Saraya yenileri ilave ediliyor. Ahlat'ta, Marmaris'te yüzlerce odalık yeni saraylar yapılıyor.

Milletvekillerinin "Cumhurbaşkanı'nın kaç uçağı var" sorularına Saray'dan "ihtiyaç duyulduğu kadar var" tuhaf cevabı verilirken, 1.5 milyar euoruluk makam aracı israfına "bizim için çerez parası" diyen Maliye Bakanı'nın zihniyetiyle milyarlık araç kiralama furyası sürüyor.

İktidar partisinin devrettiği belediyelerin sırf muhalefet belediyelerini iş yapamaz hale getirmek ve zorda bıraktırmak hesâbıyla giderayak ihalelerle kasalarda kalan parayı boşaltmaları; milyonlarca liralık porselen-fincan takımı alımları; 14 milyon gelire karşı 15 milyon borcu olan küçük belediyelerde 1.4 milyar borcu olan bir belediyenin 50 milyonluk banyolu makam odası, 1.5 milyon halı siparişi vermesi benzeri suistimaller ardı ardına ortaya çıkıyor.