"Süreç" istifhamları
PKK'nın "fesih duyurusu" elbette önemli ve olumlu. Ancak önceki İçişleri Bakanı'nın "yurtiçinde 60-70 terörist kaldı" dediği terör örgütünün tasfiyesi"nin kamuoyunda pek ilgi görmemesi dikkat çekici.
Daha baştan "süreç"in bir yığın bilinmezlikle karanlıkta kalması temel handikapları oluşturuyor. Bunların başında terör örgütünün geciken bildirisinde 5-7 Mayıs tarihleri arasında "medya savunma alanları"nda toplanan 12. Parti Kongresinde alınan "silâh bırakma ve fesih kararı'nın uygulanmasının da yine 27 Şubat'ta 'süreç'i başlatan 'önder Apo'nun perspektifleriyle süreci yürütüp yönlendirmesiyle olacağı"nın bildirilmesi geliyor.
Bunun içindir ki daha şimdiden İmralı Adası'nda en azından "ev hapsi" perdesinde lojmana alınıp kendisine bir sekretarya kurdurularak yerli-yabancı medyanın röportajlar yapması, örgüt elebaşlarıyla ve yurtdışından ziyaretçilerle görüşmesinin sağlanmasından bahsediliyor. Kerâmetleri kendilerinen menkul "yandaş medya yorumcuları"nın "başardık!" ve "zafer!" narâlarıyla "fesh"in denetiminin devlet adına MİT'in yanısıra Öcalan ve PKK tarafından yapılacağını bildirmeleri bunun tezâhürü.
"ÖRGÜTÜN TÜM UZANTILARI..." ŞARTI
Vaziyet şu ki öncelikle daha düne kadar Meclis'in üçüncü partisi HDP-DEM'i her fırsatta hedef alan, "milletvekillerin maaşı kesilsin, Hazine yardımı kesilsin ve kapatılsın" diyen Bahçeli'nin "bebek katili, terörist başı" dediği Öcalan'ı "bildiri"den dolayı "PKK'nın kurucu önderi" diye tebrik edip şükranları sunması tuhaflığı çarpıklığı sergilendi.
Ancak en büyük çarpıklık, Cumhurbaşkanı'nın bile "PKK tüm şube ve uzantılarıyla silâh bırakmalı" çağrısıyla ihtiyat payını bırakırken, iktidar partisi mahfillerince hâlâ "bu kararın sadece PKK'yı değil çatı örgütü olan KCK'yı kapsadığı"nın ileri sürülmesi.
Oysa daha "süreç"in başında -28 Ocak'ta- PKK'nın da yer aldığı terör örgütlerinin çatı örgütü KCK'nin "silâhlı direniş devam edecektir" çıkışıyla bağlı unsurların "silâh bırakmayacağı" baştan deklâre edilirken, örgütün ne denli silahı bırakacağı bilinmiyor.
Bundandır ki PKK'nın unsurlarının başında gelen başta Kuzey Irak'taki PÇK, "İran PKK'sı" PJAK ile peşinen "Apo'nun çağrısının muhatabı olmadıkları ve kendilerini bağlamadığı" restiyle başta PKK'nın Suriye kolu PYDYPG ve hatta Kandil'deki HPG'nin "ayrı birer örgüt" saptırmasıyla "kendilerini fesih" bir yana "silâh bırakmaya" yanaşmadıkları ortada. Keza PKK'nın içindeki bazı unsurların silâh bırakmayacakları tesbitleri yapılıyor.