Sahte siyasî mizansenler

Seçim sürecindeki çarpık garabetler, partililerin mübârek Ramazanı parti çalışmalarıyla değerlendirmesini salık veren partili Cumhurbaşkanı'nın partisi ile "cumhur ittifakı" partilerinin "kökü"nü Peygamberimize isnad eden "dini istismar"la kalmıyor.

Gazze'de katlettiklerinin mezarlıklarını dahi bombalayan, bir lokma yiyecek kalmadığından havadan atılan gıda yardımı balyalarına koşan çocuklara bomba yağdıran, bir milyon Filistinlinin sığındığı Refah kentini de bombardımana tabi tutan İsrail'le siyasi, ekonomik, askeri - savunma sanayii anlaşmalarının iptali bir yana, askıya dahi almayan "Saray hükûmeti", "İsrail'le ticareti kesme" çağrılarına da tahammülsüz.

İsrail'e 7 Ekim'den bu yana başta silâh yapımında kullanılan demir-çelik ve silâh parçası ile gıda ihtiyacının yarısından fazlasının sevkini, Mescid-i Aksa'yı çevreleyen 8 milyon liralık dikenli tel ihracını inkâr edemeyen AKP iktidarının "katil devlet"e lojistik desteğe son vermesi talepleri engelleniyor.

"İSRAİL HASSASİYETİ" KİRLİ SİYASETİ!

Daha önce Anadolu'nun muhtelif şehirlerinde bazı bakanlara "Gazze üşüyor, Filistin aç, İsrail'le ticaret devam ediyor! Bu kirli siyasetten vazgeçin! Limanlar siyonizme kapatılsın! İsrail'le ticaret, Filistin'e ihanet!" tepkilerinin ardından "İsrail'le ticareti lânetliyoruz. Hükümet hassasiyet göstersin, sesimize kulak versin!" protestosuyla "İsrail'le ticaretten utanç duyuyoruz!" pankartı açanların gözaltına alınmasında olduğu gibi.

Ya da bir televizyon programında Gazze soykırımını birkaç dakikalık kınama ile geçiştiren Dışişleri Bakanı'na "Sayın Bakanım, Allah aşkına İsrail ile ticareti kesin, kahrolsun sizin ticaretiniz!" diyen vatandaşa derhal müdahale edilmesi gibi...

Parti propagandasına koşturan bakanlara vatandaşların "İsrail'le ticaret kesilsin" çağrılarından duyulan rahatsızlık, Cumhurbaşkanı'nın parti toplantılarında da tekrarlanıyor. Sakarya mitinginde bir grubun "İsrail ile ticaret utancı sonlandırılsın!" yazılı pankartı sırf Cumhurbaşkanı görmesin diye apar topar kaldırılırken, Konya'da kadınların taşıdığı "İsrail'e destek, Filistin'e ihanet!" ibâreli pankartın fark edilmesiyle polislerce çekiştirilip ellerinden alınması gibi.

Bir "cumhur ittifakı" vekilenin "İsrail'i kınamaktan başka yapacağımız bir şey yok" itirafı ve bazı "iktidar cephesi" adaylarının açlıktan ölen Filistinli çocuklara yardımı "seçimi kazanma" şartına bağlamaları iktidar siyasetinin "İsrail hassasiyeti"ni ifşa ediyor.