Otobüsten uçağa "kamu tasarrufu!"

TESBİT

Tam da alây-ı vâlâ ile "kamuda tasarruf paketi"nin açıklanmasının ardından yoğun siyasi gündemin arenasında üzerinde yeterince durulmayan bir diğer husus siyasi iktidarın savurganlığı oldu.

Bilindiği gibi bakanların özel uçaklarla seyahatleri tartışılırken "paket"in açıklandığı sırada Çevre ve Şehircilik Bakanı, Hatay'a özel araç yerine otobüsle gitmesini, "Tasarruf tedbirleri bir taraftan da muhabbete vesile oluyor. Sayın Cumhurbaşkanımız tasarruf tedbirleriyle ilgili neler yapılacağını uzun uzun anlattılar. Bizler de can-û gönülden katılıyoruz. Bazen protokolle giderken arkamızda 200 araçlık konvoy oluyor. Benim şoför, Vali Bey'in şoförü, diğer arkadaşların şoförleri, korumalar ordusu, onlar özel araçlarla geliyorlar. Şimdi ona da dikkat ederek tek bir araçta gidip geliyoruz. Şimdi herhalde 200 tane araç olması lazımdı arka tarafta, ondan kurtarmış olduk" ifadeleriyle "paket"e ne denli uyduğunu anlatmıştı.

O denli ki bu övgüsü, bazı gazetecilerce, "aylardır açıklanamayan tasarruf paketi bir yana; böyle bir videoyla 'bakın 200 araçlık konvoyla gezebilirdik ama yapmadık hadi bizi alkışlayın' tadında bir yaklaşım" ve "galiba bir parodi" tesbitleriyle, "Asıl konu; zombi şirketlere dağıtılan krediler, teşvikler, avantalar... Yani sistemde yukarıdan aşağıya bir türlü inemeyen paralar..." diye eleştirilmişti.

Nitekim çok geçmeden Bakan'ın memleketi Kayseri'ye Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü'nün havadan çekim için kullanılan haritalama uçağı ile gittiğinin ortaya çıkması, yeni "200 araç" yerine "devletin uçağı" israfıyla gitmesi "otobüs yolculuğu tasarrufu" övünmesini boşa çıkarırken, yapılan açıklamalarda açıkça sırıtan israfa "kılıf" bulunamadığı dikkatleri çekti. (gazeteler, 30.5.2024)

Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, "Tapu ve Kadastro uçağının mevcut hizmetlerinin dışında, bakanlığın çalışmalarının daha hızlı, daha verimli ve daha etkin bir şekilde gerçekleştirilmesi ve bu hizmetlerin vatandaşlarımıza bir an evvel sunulması" için kullanıldığı belirtilerek, aslında israfın ikrarı olarak kayıtlara geçti.

Kamuoyundan yükselen tepkiler üzerine muhalefet sözcülerinin "Millete kemer sıktıran politikalar uygulayanların sıktığı tek şey uçaktaki emniyet kemeri" eleştirileriyle ''Tasarruf tedbirleri, demişlerdi. '250 araçlık konvoylar olmayacak' demişlerdi. Neyi gördük, Ulaştırma Bakanının ihale verdiği firmanın uçağıyla Almanya'ya gidiyor. Bir skandal da Çevre ve Şehircilik Bakanı'na ait. Bakan, devletin uçağıyla Ankara'dan evine, Kayseri'ye gidiyor. Bu uçağı özel işleri için kullanıyor..." haklı çıkıyor.

VAZİYET

102 bin liracık "huzur hakkı" huzuru!

Bilindiği gibi Hazine ve Maliye Bakanı'nca açıklanan "tasarruf paketi"nde "kamu çalışanlarının yönetim kurulu ücretlerine sınırlamayla tek bir yerden yönetim kurulu ücreti alınabilecek, ücretlere üst sınır getirilecek" AKP iktidarında, özellikle "tek kişilik Saray rejimi"nde kıyasıya devam eden çifte ve çoklu maaşlara en azından bir sınırlama getirileceği beklentisine yol açmıştı.

Ne var ki hemen peşinden Cumhurbaşkanı Yardımcısı'nın "huzur haklarının maaşı geçmeyeceği" detayıyla "Biz bu maaşları vermeyelim dersek kamuyu zarara sokuyoruz" tuhaf çarkıyla çifte maaşa devam edileceği âdeta deklâre edilirken, bazı kamu kurumlarının huzur hakkı ücretlerine yüzde 64 zamla huzur hakkı ücretlerinin bu senenin ilk 6 ayı için 102 bin liraya yükselmesi çarpıklığı sergileniyor. (Artı Gerçek, BirGün, 26.5.24)