Mazbata kumpası

Seçim gecesi parti balkonundan en üst düzeyde verilen "demokrasi teminatları"nın üzerinden iki gün geçmeden Van'da kesinleşmiş mahkeme kararıyla Yüksek Seçim Kurulu'nun adaylığını onayladığı, yüzde 55.5'le, 130 bin oy farkıyla oyların yarısından fazlasını alan DEM adayına verilmeyen mazbatanın yüzde 27 ile kaybeden AKP adayına verilmesi, "tek kişilik rejim"in itiyad haline getirdiği karakterini, demokrasi ve hukuktaki samimiyetsizliğini bir defa daha açığa çıkardı.

Seçim öncesi mahkeme kararıyla memnu haklarının iâdesi kesinleşen adayın "seçilme hakkı" mesâî bitimine beş dakika kala "yanlışlık olmuş" diye yargı mârifetiyle elinden alındı.

"YARGI SOPASI"YLA DEMOKRASİYE DARBE!

Önceki dönemlerde savcılıkların "temiz kağıdı" verdiği, YSK'nin herhangi bir mani görmeyip "seçime girebilir" diye adaylıklarını resmen kabul ettiği HDP'den yüzde 60-70 oyla seçilen belediye başkanlarının seçimden bir gün sonra görevden alınıp yerlerine mülki âmirlerin, kaybetmiş iktidar partisi adaylarının "kayyım" olarak atandığı kumpasın bir yeni versiyonu sahneleniyor.

Bununla da kalınmayıp bazı illerde valiler doğrudan iktidar partisi adayları lehine seçimlere müdahale ediyor. Muhalefetin kazandığı birçok il ve ilçede iktidar partisinin itirazı üzerine YSK'ya ve yargıya baskılarla sandıktan çıkan sonuçların iktidar adayları lehine tersyüz edilmesine çalışılıyor.

Muhalefet tarafından yapılan itirazların il seçim kurulları tarafından peşinen reddedilip, iktidar partisinin itirazlarının derhal işleme sokulup lehine "kararlar"ın verilmesi, Van'da açığa çıktığı gibi vatandaşların irâdesini yok sayıyor.

Sandıkların açılmasına beş kala yasaya göre "geçersiz" olan iki buçuk milyon "mühürsüz oy"un "geçerli" sayıldığı "tek kişilik rejim" ireferandumu ve 2019 yerel seçimlerinde aynı zarfa konulan dört pusuladan bir tek "millet ittifakı" adayının kazandığı Büyükşehir Belediye Başkanlığı pusulasının iptali emrivakisi tekrarlanıyor.