"Mavi vatan" meselesi

Yoğun siyasi gündemde "mavi vatan" meselesi de güme giden konulardan biri oldu.

Meclis'te bir muhalefet milletvekilinin "bir ara tutturduğu 'mavi vatan' masalından oldukça çabuk yüz geri etti" eleştirisi üzerine iktidardakilerin ortalığı ayağa kaldırıp Savunma Komisyonu Başkanı Akar'ın yeniden "yerlilik" ve "millilik" iddiasıyla "anavatan", "gök vatan", "mavi vatan ile yavru vatan ayrılmaz" hamasetiyle "her türlü hak, alaka ve menfaatlerimiz denizlerdeki Misakı milli'mizdir, milli meselemizdir" tepkisiyle mesele siyasi tartışmalara boğduruldu.

Oysa daha 2018'de Doğu Akdeniz'de Kıbrıs Rum Kesimi ve Amerikan şirketlerinin başını çektiği, Yunanistan ve İsrail'in yer aldığı çokuluslu konsorsiyumun tamgaz süren doğalgaz ve petrol sondaj emrivakisine Ankara'dakiler hep lâfta kaldılar.

En son İsrail, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve Yunanistan'ın başını çektiği, KKTC'yi ve Türkiye'yi by pass eden plâna karşı Cumhurbaşkanı her defasında "Ne Doğu Akdeniz'de. ne de diğer bölgelerde tezlerimizden en küçük bir tâviz vermeyeceğiz" dedi; ancak birçok uluslararası milli haklarda olduğu gibi bu konuda da bir netice elde edilemedi.

HEP HAMASETLE GEÇİŞTİRİLDİ!

İktidardakiler, en üst düzeyde MGK bildirilerine de yansıyan halka karşı hamasi nutuklarda, "Türkiye'nin Ege Denizi ve Doğu Akdenizdeki hak ve menfaatlerinin korunduğu"dan dem vurdular; lâkin uluslararası hukukuı çiğnenmesiyle KKTC'nin yanısıra Türkiye başta doğalgaz ve petrol araştırması ve sondajı olmak üzere bölgedeki temel hak ve menfaatlerinden dışlandı. Türkiye'nin ve KKTC'nin Doğu Akdeniz'de devre dışı bırakılmasıyla haklarının. tabii kaynaklarının talanı ve gasbı oldubittilerine devam edildi, ediliyor.

Bu arada Kıbrıs Rum Yönetimi, ABD, İsrail ve Yunanistan'ın işbirliğiyle sadece Kıbrıs adasının kıta sahanlığı ile kalmayıp bütün Doğu Akdeniz'de sondaj ve arama çalışmalarına dair plânları dayatırken, Yunan Başbakanlarının Türkiye'nin "casus bellisavaş sebebi" sayacağını bildirdiği Yunanistan'ın karasularını kademeli olarak 6 milden 12 mile çıkarma "haklarını kullanacaklarını" duyurup, "Doğu Akdeniz'de diğer ülkelerle birlikte bir 'enerji haritası' için şartları oluşturduk" çıkışlarına gerekli cevaplar verilmedi.

Yunanistan'ın 2004'ten beri bütün dünyanın gözü önünde Ege Denizi'nde Türkiye'nin dibindeki stratejik ada ve adacıkları fiili işgalle bayrak dikip asker yığarak silâhlandırması, kulübeler, kiliseler, iskeleler kurarak, sivilleri yerleştirerek bu adaların kendisine ait olduğunu pompalaması, Yunanlı komutanlarla politikacıların adalarda ziyaretlere gidip demeçler vermesi "millî çıkarlardan ödün verilmeyecek" diye geçiştirilirken, Türkiye'nin uluslararası hukuktan kaynaklanan hak ve çıkarlarını korumak için gerekli etkin ve netice alıcı diplomatik adımlar atılmadı. Ciddî tepki ve tedbirler yerine, iç kamuoyuna yönelik hamasetli beylik lâflarla ötelendi.

"MAVİ VATANI" MASALA ÇEVİRDİLER...