"Helikopter kazası!"

İran Cumhurbaşkanı ile Dışişleri Bakanı'nın can verdiği "helikopter kazası"na dair istifhamlar devam ediyor.

"Kaza"nın Azerbaycan Cumhurbaşkanı ile İran lideri Reisi'nin iki ülkenin sınırındayakınlaşmanın sembolü olan Kız Kalesi ve Hudaferin barajlarının açılışından sonra olması "suikast" şüphelerini arttırıyor.

Reisi açılışta "Bazıları bir araya gelmemizi, ortak başarılarımızı hoş karşılamıyor" demişti...

SAVAŞI BÜTÜN BÖLGEYE YAYMA

Görünen o ki yöneticilerin zulme ve işgale arka çıkmalarına karşı Beyaz Saray'ın önünden başlayarak Amerika'dan İngiltere'ye yüz binlerin tel'in ettiği, İspanya'dan Japonya'ya insanlığın vicdanının reddettiği, Netanyahu sıkışmış.

Telaviv'de bile evinin önünde binlerce Yahudi vahşeti protesto ediyor. İsrailli akademisyenler, insanlığın ve hukukun çiğnendiği vahşi zulüm ve soykırımı bir bildiri ile şiddetle kınıyor; "Netanyahu iktidarda kalsın diye savaşa gerek yok" tepkisini gösteriyor.

Bilhassa Güney Afrika'nın Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde açtığı davadan sonra Mahkeme Başsavcısının, İsrail Başbakanı Netanyahu ve Savunma Bakanı hakkında "öldürme, cinayet, imha, ambargo-aç bırakmayla Filistinlilere karşı savaş ve insanlık suçu işlediklerine yeterli delil bulunduğu" gerekçesiyle tutuklama talebiyle İsrail bütün dünyada yalnızlaşıyor.

Daha önce Devrim Muhafızları Komutanı Kasımi başta olmak üzere İranlı komutanları suikastlarla katleden, en son Suriye'deki konsolosluğa kanlı saldırıda bulunan, Lübnan'ın güneyini bombalatan Netanyahu yönetimi savaşı bütün bölgeye yayma niyetinde..

İsrail'e karşı bölgede hiçbir güçlü ülke bıraktırmamak amacıyla Yemen'den Lübnan'a bütün bölge ülkelerini iç savaş kargaşasına atma ve zayıflatma komplosu kuruluyor. İran'ın nükleer çalışmalarını baltalama, Irak ve Suriye gibi parçalama, kaosa itip tüketme maksadıyla "çevreleme-kuşatma stratejisi"ni güdüyor. "Helikopter kazası" üzerine İsrail'den İran halkına "isyanın tam zamanı" tahriklerinin savrulması bundan.